Land Rover geçtiğimiz yıllarda, yeşile gösterilen özenin her geçen gün arttığı dünyada ‘çekiş’ sorunları yaşadı. Her ne kadar daha verimli turbodizel motorlar, yakıt tasarrufu sağlayan stop-start sistemleri ve devasa alüminyum gövdelerle doğru yolda bazı adımlar atmış olsa bile bunların hiçbiri dünyayı korumak için o kadar da yeterli değildi. Ancak artık bu durum değişti. Markanın elektrikli motor teknolojisini amiral gemisine uygulayacağı önceden biliniyordu, ancak bunun ne zaman gerçekleşeceği belli değildi. Son Range Rover hibrit sisteme uygun bir şekilde üretildi ve kağıt üzerinde oldukça dikkat çekici verilere sahip. Hybrid, markanın model gamında enteresan bir yere konumlanıyor. Neden mi? Şöyle açıklayabiliriz: 340 bg’lik maksimum güce ve 700 Nm maksimum torka sahip. Yani 4.4 litrelik TDV8 kadar güçlü ve torklu, ancak emisyon ve tüketim değerleriyle 261 bg’lik giriş seviyesi TDV6’yı utandırıyor. Daha basit bir şekilde anlatmak gerekirse, bu, 3 litrelik TDV6 motorun, pil ünitesi ve elektrikli motorla desteklenmiş hali ve bu haliyle TDV8’den güçlü!

Otomobil 2394 kg’lik ağırlığıyla bütün Range Rover’lardan daha ağır, ancak 0-96 km/s deparını 6.9 saniyede tamamlıyor ve 169 g/km’lik emisyonuyla TDV6’dan 29 g/km daha az bir CO2 emisyon değeri sunuyor. Bu durum kendisini yakıt değerlerinde de gösteriyor. TDV8’in 7.2 lt/100 km’lik ve TDV6’nın 6.2 lt/100 km’lik ortalama tüketiminin yanında Hybrid 5.3 lt/100 km’lik ortalamaya sahip. V8 motor, hala en hızlı dizel versiyon. Pilli Hybrid’den 34 kilogram daha az olan ağırlığıyla 96 km/s’ye 6.5 sn’de ulaşıyor, ancak Hybrid’in pilleri otomobile 50 km/s hız ile bir mile kadar menzil sağlıyor.

Hibrit sistem oldukça derli toplu. 47 bg’lik bir elektrikli motor, 8-ileri ZF şanzımanda bulunan tork konvertörünün yerini almış ve lityum-ion pillerle desteklenmiş. Otomobilin kompresyonla ilerlemesi ve enerji geri dönüşümü sağlayan fren sistemi pilleri şarj ediyor. Range Rover’ın olağanüstü off-road yeteneklerini denemek isteyenler için ise piller borlu çelik ile korunuyor ve bu da Hybrid’in yaklaşma, ayrılma ve karın açılarının aynı kalmasına yardımcı oluyor.

Hybrid’in diğer dizel Range Rover’lara göre güçlü ve zayıf yanlarını daha iyi anlayabilmek için ilk olarak TDV6’yı ve daha sonra TDV8’i kullandım. Ardından Hybrid’i kullanmaya başladığımda ise en etkileyici avantajın otomobilin rafineliği olduğu kararına vardım. Evet, marşa bastığınız zaman otomobil oldukça sessiz kalıyor ve eğer piller yeteri kadar doluysa yolunuza hiç ses çıkarmadan devam edebiliyorsunuz. Ayrıca V6 devreye girdiği anda da (bu oldukça çabuk gerçekleşiyor) motor neredeyse hiç gürültü çıkarmıyor. Ayrıca bu duruma ek olarak sadece durduğunuzda çalışmayı bırakmak yerine, durmak için yavaşlamaya başladığınızda da inisiyatifi eline alarak motoru durduruyor. Elektrik motoru ile dizel motoru arasındaki geçişler neredeyse hiç hissedilmiyor. Ve evet, bu iki motor birlikte çalıştığında dizel V8’in sert gücünü kesinlikle aratmıyor. Range daha önce hiç olmadığı kadar sessiz ve yüksek performanslı bir limuzin gibi hissettiriyor. Bu his konfor anlamında da devam ediyor. Zaten yeterince güzel bir sürüşe sahip olan TDV6’nın sürüşü, alçağa yerleştirilmiş pillerle çok daha iyi bir hal almış. 

Bu durumun kötü yanıysa ağırlığı hissediyor olmanız. Hybrid, diğer dizel ekürileri kadar iyi bir yol tutuşa sahip değil. Şehir dışı yollarda çok az güç sarfederek oldukça rahat sürülebilecek bir otomobil, ancak V6 kadar kolay hükmedilir ve çevik veya V8 kadar kesin değil. 

Özellikler:

Motor: V6, 2993 cc, turbodizel+35 kW’lık elektrik motoru

CO2: 169 g/km

Güç: 340 bg @ 4000 d/d

Tork: 700 Nm @ 1500-3000 d/d

0-96 km/s: 6.9 sn (iddia edilen)

Maks hız: 217 km/s (iddia edilen)

Kaynak: Evo 2014 Ocak Sayısı

Galeri














Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version