Audi R18, Audi’nin Le Mans şöhretini sağlayan makine… “Le Mans 24 saat yarışının 85’incisi henüz tamamlanmış, bir hava limanı otoparkındaki shuttle’ın içinde, AMG logolu çantası olan bir adamla sohbet ediyordum. Yarışı izlemişti ve sonucun ne olduğunu bilmiyordu. Esprili bir şekilde “Audi kazandı değil mi?” diye sordu. Elbette kazanmamışlardı. Bu defa değil… Nedeni başarısız olmaları mıydı? Tabi ki hayır, sadece orada yarışmadıkları için kazanamamışlardı! Çünkü önceki sezon sonunda dayanıklılık yarışlarının zirvesinden çekilmişlerdi.

Kazanan söz konusu olduğunda ilk akla gelenin Audi olması tesadüf mü? Tabii ki hayır. Son zamanlardaki üstünlüğüyle Audi, Le Mans zaferleriyle eş anlamlı sayılıyordu. 17 starttan 13’ünde galip geldiler. Dört jenerasyon yenilikçi yarış otomobilleri, 2000 yılında ortaya çıkan R8’e kadar dayanıyor. İlk dizel Le Mans kazananı olmuştu. İlk hibrit elektrikli kazananı olmuştu. Çok az motor sporları programı bu kadar uzun süre yoğun bir başarı elde etmiştir…

Audi Sport zamanla hem kural kitabını hem de otomobillerini evrimleştirdi. Artan statüsünü korudu. Yüksek motor sporları harcamalarını, yolla bağlantılı geliştirmeler, teknolojiler ve tanıtımlarla birleştirdi. Performanslı dizeller, etrafı gündüz gibi yapan farlar ve hibrit sistemleri ortaya çıktı. Yarış otomobilleri şekil ve ses değiştirdi. Açık kokpit ve benzinli motordan (3.6 litre çift turbo V8), dizel R10 ve R15 TDI’lara (5.5 litre V12 ve V10, dört Le Mans zaferi), kapalı kokpite ve dizel/elektrikli Audi R18’lere kadar birçok değişim yaşandı…

Burada gördüğünüz otomobil, 2013’te yarışan Audi R18… 2 numaralı e-tron quattro, Tom Kristensen, Allan McNish ve Loic Duval’ın ellerinde galibiyete ulaşmış ve ikinci olan Toyota’yı bile bir tur geride bırakma başarısını göstermişti.

Audi R18’in Öne Çıkan Özellikleri

Kristensen o zamanı şöyle anımsıyor: “Audi R18, geniş lastikleri, küçük kokpiti ve çok dar görüş alanlarıyla ekstrem bir araçtı. Hibrit sistemini ve ayağı gazdan çektikten sonraki sürüklenmeyi optimize etmek için çok sıkı çalıştık. Her bir depodan ekstra tur elde ettik. Virajlarda hibrit gücünün erken gelmesini istersiniz; özellikle viraj çıkışında gelmesi en iyisidir ama çok erken gelmemeli ve sizi önden kaymayla bozmamalı. 2014 yılı otomobilini kullanmak çok kolaydı.”

R18 o kadar ufak görünüyordu ki; sanki yüzde 80 ölçekli bir model araç gibi. Konforlu olmayı bırakın içeriye geçmek bile zordu; öyle ki pilot hamburgeri biraz fazla kaçırınca içeri girmesi imkansız olacak kadar… Sürücü koltuğunun yanında 500 kj’lik volan depolama sistemi vardı. Bu, güç ünitesinin enerji geri dönüşüm sisteminin bir parçasıydı. Küçük elastik bağlantı elemanları, pilot değişimlerinde hız kazandırıyordu.

Tavanda NASA’nın uzay mekiklerinde kullandığı ısıya dayanıklı, pahalı malzeme ve işçilik vardı. Aracın gövdesindeki kanatçıklar ve detaylar, herhangi bir F1 otomobili görüntüsündeydi. Tüm muhteşemliğine rağmen, Audi’nin ağızları sulandıran yarış otomobili, olağanüstü saltanatını sürdürmek için sürekli yenilendi.

R18, 2013’te yarış kazanmış bir araç olmasına karşın 2014 yılı için tamamen yenilendi. Sadece ismi aynı kaldı. Tamamen boş bir monokok üzerine inşa edilen araç, yeni bir turbo dizel V6 ve daha basit bir enerji geri dönüşüm sistemine sahip oldu.

İyi miydi? Doğal olarak. Kazandı mı? Elbette.

Kaynak: Car

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version