Otomobil tarihinin en prestijli markalarından biri olan Bentley‘in kurucusu Walter Owen Bentley, çocukluk döneminde mekaniğe ve motor sporlarına çok meraklıydı. W.O. Bentley, 9 yaşındayken ikinci el bir bisiklet alarak nasıl çalıştığını anlamak için parçalarını söktü.

Trenlere karşı da ilgi duyan Bentley, 16 yaşında okuldan ayrılarak demiryollarında lokomotif bakım atölyesinde çıraklık yapmaya başladı. Aynı dönemde aldığı motosikletle hız denemeleri yapan Bentley, motosikletini modifiye etmek için yaptığı çalışmalarda alüminyumun çelikten daha hafif olduğunu keşfetti.

Bentley İleriyi Gördü!

Bentley, motosikletini alüminyum parçalar kullanarak hafifletti ve 166 km/s’ye ulaştı. Ardından alüminyum alaşımlı motorlar geliştirmeye başlayan Bentley, Birinci Dünya Savaşı başlayınca İngiliz Ordusu için uçak motoru tasarladı. Savaş sonrasında İngiliz Kraliyet Ailesi, Bentley’e katkılarından dolayı 8.000 Sterlin ödül verdi.

1919’da, Bentley Motors’u kuran Bentley, Londra’nın kuzeyinde bulunan küçük bir atölyede konsept otomobiller tasarladı. Ancak araç üretmek için yeterli kaynağı bulamayan Bentley, uçak motoru yapmaya devam ederken bir yandan da otomobillerini de test ediyordu.

Bentley, ilk otomobillerini yavaş yavaş üreterek 1920’de teslim etmeye başladı. İlk Bentley‘de görev yapan 3,0 litrelik 4 silindirli motor 70 HP gücündeydi. Bu araçta uzun ve kısa şasi seçeneği vardı.

İngiliz üretici, araçlarının hızları kadar sağlamlıklarını da kanıtlamak için 1924’te LeMans 24 saat yarışlarına katıldı ve kazandı. 1926’da tanıtılan 6 silindirli 6 1/2 litrelik Bentley’i, 1928’de 4 silindirli 4 1/2 litre izledi. 1930’da Londra Otomobil Fuarı’nda tanıtılan 6 silindirli 8,0 litrelik Bentley modeli, 16 km/s’ye ulaşıyordu ve bu araç, lüks ve konfor özellikleriyle de iddialıydı. Ancak bu heybetli modelin üretimi, 1931’de başlayan ekonomik krize rastladı. Bentley, zarar ettiği için markayı 1931 yılında Woolf Barnato’ya devretti. Walter Owen Bentley, Lagonda markasında çalışmaya başladı.

Barnato ise Bentley’i, 1931’de yani satın aldığı yıl Rolls Royce‘a devretti. Bentley’in başarılı çizgisini korumak isteyen Rolls Royce, Bentley 3 1/2 modeli üzerinden Rolls Royce 20/25’i geliştirdi. Ancak bu sefer de İkinci Dünya Savaşı başlamıştı ve Bentley ile Rolls Royce, lüks otomobil üretmek yerine askeri uçaklar için motor geliştirdi. İki üretici şasi de imal edip üst yapı üreticilerine teslim ettiler.

Savaşın ardından Rolls Royce ile Bentley’n ortak geliştirdiği ilk otomobil olan 4,8 metrelik Mark VI üretilmeye başladı. Çelik monokok karosere sahip olan Mark VI’yı, 1952’de tanıtılan R Type modeli takip etti. R Type’ta 4,6 litrelik motorla birlikte 4 ileri vitesli otomatik şanzıman seçeneği de vardı. Maksimum hızı 180 km/s olan bu araçta bağımsız süspansiyon sistemi yer alıyordu. Bu araç, toplamda yaklaşık 2.800 adet üretildikten sonra 1954’te yerini S Serisi‘ne bıraktı. Bentley’in S Serisi 5,4 metre uzunluğundaydı ve dönemin en heybetli otomobillerindendi.

50’li yılların sonlarında Amerikalı üreticiler de lüks ve büyük modeller sunuyordu. Ancak konfor, malzeme kalitesi, motor özellikleri ve fiyatıyla Bentley, Rolls-Royce ile birlikte hep zirvede yer aldı. 1966’da yollara çıkan T Type modeli ise 5,17 metre uzunluğundaydı ve S Type’a göre daha kısa bir otomobildi. T Type’ın boyutları, Bentley tutkunları tarafından eleştirilse de bu model, markaya yeni müşteriler de kazandırdı.

1980 Sonrası Bentley

1980’de tanıtılan Mulsanne modelli, köşeli hatlara sahip heybetli bir modeldi. 6,75 litrelik V8 motor ile 3 ileri vitesli otomatik şanzımana sahip Mulsanne, iç mekanda sıra dışı bir konfor sunuyordu. 1982 yılında üretimine başlanan Mulsanne Turbo ise 224 km/s’ye ulaşıyordu. Bu araç, James Bond’un da otomobili oldu.

1986’da itibaren tüm Bentley modellerinde karbüratörün yerini enjektörlü motorlar aldı. Mulsanne’in üretimi 1992 yılında sona erdi. 1991’de 5,3 metre uzunluğundaki Continental R isimli büyük coupe tanıtıldı. 1992’de yollara çıkan Brooklands modeli ise Mulsanne’ın devamı niteliğindeydi. Aslında bu model, motor teknolojisi ve mekanik özellikleriyle dönemin gerisinde kalıyordu. İngiliz markalara yatırım yapan BMW, Rolls-Royce ve Bentley’e teknik destek vererek yeni modelin gelişmesine yardımcı oldu. 1998 yılında tanıtılan Bentley Arnage ve kardeşi Rolls Royce Silver Seraph modellerinde BMW’nin V12 motoru görev yapıyordu. Ancak 1998’de Rolls-Royce, BMW’ye, Bentley ise VW Grubu’na katıldı. İki İngiliz markası arasındaki ortaklık sona erdi.

Bentley, 2003’te tamamen yeni Continental GT Coupe ile yeni çağını da tanıtmış oldu. Bentley model ailesine 2005’te Continental Flying Spur ile 4 kapılı sedan eklendi. Ardından 2010 yılının ikinci yarısından itibaren yeni Mulsanne modeli yollara çıktı.

Bentley’in ilk SUV’u olan Bentayga Aralık 2015’ten itibaren yollara çıkmaya başladı ve aynı zamanda ilk dizel motorlu ve ilk hibrit Bentley olarak tarihe geçti.

Continental GT, Flying Spur, Mulsanne ve Bentayga modelleri, Bentley’in 2019’daki güncel model yelpazesini oluşturuyor.

Otohaber

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version