Eğer crossover segmenti için çok makul sayılabilecek 38.600 TL’lik baz fiyat etiketini dikkate almazsanız, yapacağınız yorumlar pek iç açıcı olmayabilir. Ama eğer bazı küçük sınıf otomobillerden bile daha düşük olan etiketinin üzerinden giderseniz, Duster’ın fiyatının karşılığını fazlasıyla verebilen bir otomobil olduğunu fark edebilirsiniz. Zaten bu kadar çok satmış olması da biraz bundan kaynaklanıyor. Tabii ki bazı kusurları var, ama kısa süre önce gerçekleştirilen kapsamlı makyajla birlikte otomobilde önemli iyileştirmeler yapılmış. Bu da kusurların giderilmeye çalışıldığı anlamına geliyor.

Geçtiğimiz ay 4×4 versiyonda detaylıca bahsettiğimiz için bu sefer uzun uzadıya üzerinde durmayacağım, ancak yeni ön panjur, farlar, tampon ve tavan raylarıyla Duster’ın artık daha şık göründüğünü söyleyebilirim. Ayrıca ön konsolda ve göstergelerde yapılan değişiklikler, kapı içlerine alman cam kumandaları, Dacia Media NAV sistemi ve direksiyondaki hız sabitleme ve sınırlama kumandalarıyla da yepyeni bir kabin yaratılmış. Yeni kapı fitilleri ve motor bölümünde gerçekleştirilen daha güçlü yalıtımla birlikte, motor ve rüzgar gürültüsünün azaltılmış olması, makyajın konfora da bir miktar etki ettiğini gösteriyor. Duster uygun fiyatlı bir erossover, ancak yazının başındaki 38.600 TL’lik baz fiyat buradaki otomobil için geçerli değil. Çünkü test aracımız Renault’nun 110 beygir gücündeki 1.5 dCi motoruna sahip ve bu da karşımıza 49.400 TL’den başlayan fiyat etiketleri çıkarıyor. 6-ileri manuel şanzımanla kombine edilen bu motor, geçen sayımızdaki 4×4 versiyondakiyle birebir aynı. Buradaki tek fark ise gücün yalnızca ön tekerleklere iletiliyor olması. Bu iki seçenek arasında, aynı donanım seviyesinde 4350 TL fark var, ancak üst donanımlı 4×2’den daha düşük bir rakama alt donanıma sahip bir 4×4 Duster satın almak da mümkün. Önden çekişli versiyonun avantajıysa daha hafif olması. Otomobil bu hafifliği, hem performansında hem de tüketim verilerinde net bir şekilde hissettiriyor.

Aynı motorlu Duster 4×4 ile arasında 115 kg’lik fark var ve bu da 100 km’deki ortalama yakıt tüketimini neredeyse yarım litre kadar düşürüyor. Ortalama tüketim 4.8 litre olarak açıklanıyor ki, vitesleri alt ve orta devir aralıklarında değiştirdiğinizde bu rakama oldukça yaklaşıyor, hatta ona iyice sokulabiliyorsunuz. Duster’ın 110 beygirlik dizel motorunun 4×2 versiyondaki performansı da hissedilir derecede daha iyi. 4×4 seçeneğin tek avantajı, Nissan’dan alınan dört çeker sistemiyle gelen arazi yeteneği oluyor ki, bu da şehir kullanımında pek de önemli sayılmaz. Yine de Dacia’nın üst donanım paketli bir 4×2 yerine alt donanımlı 4×4 satın alabilme teklifi hiç de fena sayılmaz. Böylece bütçenizi çok aşmadan, birkaç donanımdan vazgeçerek 4×4 bir Duster’a sahip olabilirsiniz. Bunun yanında eğer Duster’mızı şehirde kullanacak ve hafta sonları patikalardan geçeceğiniz küçük kaçamakları yapacaksanız, buradaki gibi üst donanımlı bir Duster 4×2’de size fazlasıyla yetecektir. Yazının başında fiyattan bahsetmiş ve değerlendirme yaparken uygun fiyat etiketini önümüze koyup yorumlarımızı öyle yapmamız gerektiğini belirtmiştim. Her ne kadar baz fiyattan biraz uzaklaşmış olsak da, ‘Duster 1.5 dCi 110 bg 4×2’ de fiyatının karşılığını veren bir otomobil. Bunun yanında 90 beygirlik 1.5 dCi motorlu bir başka 4×2 seçeneğin 44.750 TL’lik fiyatıyla hala listedeki en çekici fiyatlardan birine sahip olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Daha az performansla yetinebilirseniz neden olmasın, değil mi? Duster’ın eksikleri tabii ki var; mesela hala çok basit ve malzeme kalitesiyle işçiliği ortalamanın altında. Ama o yine de bu eksikleri görmezden gelmenizi sağlayabilir. Çünkü hangi versiyonu olursa olsun fiyatı, crossover türü benzer araçlar arasında hala rakipsiz. En önemli eksiği ise maalesef otomatik şanzıman olmaya devam ediyor. Dacia’dan bu konuda iyi bir haber bekliyoruz…

Kaynak: EVO

Galeri



















Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version