Hatta Volkswagen Polonun ciddiye alınması gereken bir rakibiydi. Evet, ikinci nesil Nissan Micra yollara çıktığında manzara böyleydi. Ancak o zamanlar geride kaldı. Şimdi, yani dördüncü kuşakta Micra’nın hedefi bir dünya otomobili olmak. Yani Tayland’dan Meksika’ya kadar tüm dünyada beğenilmek. Yeni Micra’nın ağır başlı ve fazla dikkat çekmeyen bir tasarıma sahip olduğu söylenebilir. Ya da: Solgun ve niteliksiz. Hyundai i10’daki değişim ise tamamen farklıydı. Her şey 1998 yılında Atos, yani dikkat çekmeyen köşeli tasarımlı bir otomobille başladı. Sonrasında dönüştü ve yine pek bir şey vaat etmeyen bir otomobil olan Atos Prime adını aldı. Ancak bunlar geride kaldı. Çünkü son dönüşümde karşımızda, İzmit’teki Hyundai-Assan fabrikasında üretilen, Türk malı Hyundai i10 var. Günümüz Hyundai tasarım dilinin hoş bir örneği: Hareketli, sevimli ve birazcık oyuncaklı. Aynı şey iç mekan için de geçerli.

Renkli bir kokpit, başarılı plastik aksam, sağlam işçilik. Bunlar kesinlikle bir küçük otomobil gibi değil, daha üst sınıf gibi hissettiriyor ve keyif veriyor. Bunun dışında i10, ön koltuklarda Micra’dan çok daha geniş bir iç mekan, daha konforlu koltuklar sunuyor: Büyük, iyi şekillendirilmiş ve göreceli sert dolgulu. Micra’nın iç mekanı için Nissan, hem görsel hem de hissel olarak daha az özen göstermiş. Sıkıcı plastik aksam, eski bir dizayn ve özensiz işçilik, direki karşılaştırmada hemen fark ediliyor. Koltuklar Avrupalılar için küçük kalırken, neredeyse hiç şekillendirilmemişler ve dolguları da yumuşak. Arka sırada ise Micra, i10’a göre biraz daha geniş iç mekan (örneğin bacak mesafeleri daha geniş) sunuyor. Ancak yumuşak koltuk dolguları burada da rahatsız edici. Diğer taraftan söz konusu olan küçük otomobiller olduğundan, iki otomobilde de çok geniş iç mekanlar beklememek gerekiyor. Yani arka sıralar yetişkinler için oldukça kısıtlı. İki rakipte de 3 silindirli motorlar görev yapıyor.

Nissan’ın 1.2 lt’lik makinesi 80 HP güç üretiyor ve işini başarılı bir şekilde yapıyor. 3 silindirli motorların tipik boğuk hırıltılarıyla çalışan motor, gaz komutlarına hızlı tepkiler veriyor ve kalkışlarda Hyundai’ye hatırı sayılır bir fark atıyor. i10’un 1.0 lt 67 HP’lik motoru da tipik 3 silindirli sesleriyle çalışıyor. Sakin bir makine olan motor, en üst devirler haricinde oldukça sessiz çalışıyor. Ancak canlı bir şekilde devirlenmesine rağmen, Nissan'a göre biraz daha zorlanıyormuş gibi hissettiriyor. Bunun nedeni ise hacminin, gücünün ve torkunun daha küçük olması. Süspansiyon ayarlarına bakıldığında Hyundai’nin tercihini açık bir şeldlde konfordan yana kullandığı görülüyor. Sakin ve uyumlu çalışan süspansiyon sadece enlemesine zemin dalgalarında vuruntu yapıyor. Hidrolik direksiyon ise çok az geri bildirim yapsa da fazla güç gerektirmeyen ve göze batmayan bir çalışma karakterine sahip. Vites geçişleri de gayet yumuşak.

Durum böyle olunca i10, uzun yolculuklara uygun bir araç haline geliyor. Bu da, bu ebatlarda bir otomobil için şaşırtıcı bir özellik. Direkt karşılaştırıldığında Micra çok farklı: Gayet canlı ve kıvrak. Ancak bu canlılık, direksiyonun 20 yıllıkmış gibi hissettiren özellikleri, aşırı kemikli vitesleri ve sakinliğini koruyamayan süspansiyon nedeniyle tırpanlanıyor, Bu da ince işçilik konusunda zayıf olduğunu gösteriyor. Nissan Micra 1.2’nin fiyatı Street paketiyle 38 bin 45ü TL’deıı başlarken, biraz daha az bir bedelle (38,000 TL) Hyundai i10 1.0 Style’ı otomatik şanzımanlı olarak satın alabiliyorsunuz.

Kaynak: Auto Show

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version