Daha önce Volkswagen Grubunda fenomen olan New Beetle ve Audi TT gibi modellerin altında imzası bulunan Peter Schreyer'ın, Kia'nın A segmenti temsilcisini de yeniden yarattığını söyleyebiliriz. Yani yeni bir "fenomen" ortaya çıkartmak için çalışan ünlü tasarımcı, bu işi de başarmış gibi görünüyor. Selefine göre daha olgun bir karaktere bürünen ikinci nesil Picanto, artık daha geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor. Tiger Nose adı verilen bir tasarım ile Kia'ya yeni bir marka yüzü kazandırmasında rol oynayan Peter Schreyer, Kia'nın en küçüğünün bile dinamik görünmesini sağlamış. Türkiye'de daha önce Kia Sportage ve Venga'da gördüğümüz Tiger Nose (Kaplan Burnu) tasarımı, Picanto'nun ön panjurunda kendini belli ediyor. İri ön tampon hava girişi, sis farları otomobilin olduğundan büyükmüş gibi algılanmasını sağlıyor. Yüksek omuz çizgisi ise otomobilin dinamik görüntüsünü arttırırken kabin içindekilerin kendilerini güvende hissetmesini sağlıyor. Aracın arkasında devam eden akıcılık, bagaj kapağı üstündeki spoyler ile sportifliği de arttırıyor.

Yeni Picanto'daki tasarımsal değişiklikleri bir de aracın ölçülerine bakarak inceleyelim. Aracın boyu selefine göre 60 mm daha artmış. Yüksekliği aynı kalan otomobilin iç mekanında daha fazla baş mesafesi sunulabiliyor. Dingil mesafesi 15 mm arttırılan otomobilin iç mekanında da daha fazla diz mesafesi sunulabiliyor. Akıllıca tasarlanan iç mekan sayesinde bagaj hacmi de 157 litreden 200 litreye çıkartılmış ve sınıf ortalamaları yakalanmış. Kabin içerisinde de modern çizgilerin devam ettiği Picanto'nun en çok dikkat çeken farkı ise yeni direksiyon simidi. Ön panjura gönderme yapan ve ele iyi oturan direksiyon simidi iç mekana ayrı bir şıklık kazandırıyor. Tasarımın devamlılığı açısından da önemli bir tercih olan bu çizgilerde gri renkli malzemelere yer verilmiş. Aynı malzeme ön konsolda da devam ediyor. İç mekanda bolca sert plastik malzeme kullanılması sınıfına göre makul karşılanırken kalitesiz hissettirmiyor. İç mekanındaki yaşam alanıyla da beğenimizi kazanan otomobilin içerisinde küçük eşya gözü sıkıntısı da yaşanmıyor. Şimdi sıra geldi bu ufaklığı nasıl bir ünitenin hareket ettirdiğine.

Türkiye'de tek bir motor ve donanımla sunulan Picanto'da sadece manuel ya da otomatik şanzıman seçimi yapılabiliyor.

Kia Picanto'da görev yapan 1.25 Kappa motor, üstten çift egsantrikli ve sürekli değişken supap zamanlamasına sahip. Alüminyum bloklu ünitede, düşük sürtünmeli valf yayları gibi teknolojilerle daha verimli bir motor elde edilmiş. Triger zinciri kullanılarak da bakım maliyetleri düşürülmüş. 85 HP'lik benzinli atmosferik motor, bu gücü 6000 d/d'de üretiyor. 121 Nm'lik maksimum tork ise 4000 d/d'de ortaya çıkıyor. Bu durumda motorun gücünü yüksek devirlerde hissettirdiği ortada. Ama 4 kademeli otomatik şanzımanın seri olmayan vites geçişleri ve uzun oranları performans konusunda beklentileri boşa çıkartıyor. Test verilerinde, 0-100 km/s hızlanmasını 13.23 saniyede tamamlayan Picanto, 950 kg'lik boş ağırlığın avantajıyla vasat bir performans sunmaktan az bir farkla kurtuluyor. Yakıt tüketimine bakıldığında 7.7 lt/100 km'lik ortalama test tüketiminin 5.6 lt/100 km'lik fabrika verisine göre bir hayli uzakta kaldığı görülüyor. Otomatik şanzımanın da yakıt tüketimini olumsuz etkilediği Picanto'da, daha ekonomik bir tüketim isteniliyorsa 5 ileri manuel şanzıman tercih edilmeli. Fakat güvenlik başlığı altında Picanto standart donanımlarıyla göz dolduruyor. 100-0 km/s'lik fren testinde elde edilen 40 m'lik değer ise güvenlik sınırlarında kalıyor. "Keşke Avrupa'da sunulan ESP bizde de olsaymış" demeden edemiyoruz.

Sürücünün isteklerini dinleyen direksiyon sistemiyle kombine edilen Picanto'nun kolay yönlendirilebilmesi de sürüş keyfîni arttırıyor.

Galeri


















Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version