Kaç kere bir otomobili sürerken hissetiklerinizle, yan koltukta otururken söyledikleriniz birbiriyle çelişti? Bu benim neredeyse ilk kez başıma geliyor. Hiçbir zaman önyargılı olmamam konusunda Mercedes bana güzel bir ders verdi. Mercedes alırken beklentileriniz nelerdir? Güvenlik, prestij, konfor ya da performans mı? Yoksa hepsi mi? Atalarımızın ''Bir koltukta iki karpuz taşınmaz'' sözünü sanırım artık tekrardan gözden geçirmeliyiz. Tüm bunları tek çatı altında toplamak her markanın ortaya çıkarabileceği şeyler değil.

GLC sanki Mercedes SUV ailesinin ortanca çocuğu gibi. Bir yanı büyük ağabeyleri kadar şehir terk etmeye meyilli, diğer yanıysa şehir içinde bayanların da kullanabileceği kadar naif bir araç. Her aracın en güzel göründüğü bir açı vardır. Her yanı bambaşka duran otomobillerse sayılıdır. GLC ise her açısı farklı bir otomobil. Önden sportif, arkadan sade ve yandan göreceli olarak shooting brake tasarımını anımsatan bir yapısı var. Ön camın altındaki imza özel bir araç kullandığınızı hissettiriyor.

İç mekandaysa olduça geniş bir alan söz konusu. Baş mesafesi, 1.85 boyundaki insanlar için bile yüksek. Ön konsol C serisiyle nerdeyse aynı. Fakat canımı sıkan bir şey var. Mercedes lütfen sesimizi duy. Konsoldaki ekran ortalama bir akıllı telefon büyüklüğünde olmalı artık. Biraz daha büyük bir ekran hem daha işlevel olacak hem de görünümü daha teknolojik bir hale getirecektir. Berk demişti dersiniz. Vitesin, direksiyon arkasında olması diğer modellerde olduğu gibi konsolda geniş bir alan açmış. Bu da kabinde daha fazla eşya gözü anlamına geliyor. Bu alana sığmayacak kadar çok eşyanız varsa da otomatik bagaj kapağının altında, 550 litrelik bir bagaj bulunuyor.

Benim için yeterli değil diyorsanız da kapı kenarlarındaki tuşlar yardımıyla daha geniş bir alan yaratabilirsiniz. Yol bilgisayarı ekranı gerçekten büyük ve çok kapsamlı. Direksiyona geçtiğimde paneldeki tuşların şekli ve ''Sport+'' modundaki ani hızlanması ve yüksek oluşu bana bir Boeing 737 kullandığım hissini verdi. Bunda küçük bir uçağın kalkış süratine kısa süre içinde ulaşmasının etkisi büyük. Diğer sürücülerde bunun farkına varmış olmalılar ki, 350 Nm torkluk, agresif bir Mercesdes'i arkalarında fazla tutmadan kalkış için pisti boşaltıyorlar. 9G-TRONIC şanzıman hızlandırma ve ekonomide aracın can damarlarında biri. Ani hızlanmalarında aracın uygun devre en kısa sürede geçmesi çok önemlidir. Motor ve şanzıman birbiriyle çok iyi bir uyum yakalamış. Oldukça seri ve yumuşak vites geçişleri var ki; 9 kademe arasından hangi viteste olduğunuzu ancak göstergeler yardımıyla anlayabilirsiniz. ECO modunda dahi performansında ödün vermeyen çok az araç kullandım. Tüketimi ortalama 8.9 lt elde edebildim. Fakat ağırlık olarak en keyif aldığım sürüş stili olan Sport modunda kullandığımı unutmamak gerekli. Yazının başında da belirttiğim gibi GLC'yi kullanmak benim otomobillere bakışımda nerdeyse milat oldu. SUV araçlar için düşünülen hantal, şehir için kullanımı zor ya da çok yakıt tüketen algısını deiştirmek üzere üretilmiş gibi bir havası var. Virajlarda şasinin dinamikliği, SUV araçlarda elektronik desteklerden daha hayat kurtarıcı olabiliyor. Sürücünün o an ne yapmak istediğini hızlı bir şekilde algılayıp, en güvenli biçimde yola iletiyor. Bunlarda direksiyonun hıza duyarlı olması ve 4MATIC sisteminin etkisi büyük. Yüksek yapısına rağmen yan rüzgarlardan da hiç bir şekilde etkilenmiyor. Tüm bunlar GLC'yi rafine bir otomobil haline getiriyor. Otomobil, klasik Mercedes lüksünü ve sadeliğini rakiplerine göre uygun sayılabilecek bir fiyata sunuyor. Fakat kullanıcıyı şımartabilecek derecedeki lüks opsiyonlarda mevcut. Elbette bunlar banka hesabınızla doğru orantılı. Mesela standart hali oldukça tatminkar olan ses sistemini Burmester opsiyonuyla değiştirerek kendinize uzun yolculuklarda bir konser verebilirsiniz. Her şey tabi ki bunlarla sınırlı değil. Eğer şehir ışıklarının dikiz aynanızda giderek küçülüp kaybolmasını isterseniz; Air body control havalı süspansiyon sistemi ve uygun lastiklerle başarlı bir arazi performansı elde edebilirsiniz. Şahsen ben bunları mutlaka tercih ederdim. Çünkü bu araçla uzun yol yapmak inanılmaz keyifli. Kestirme yollar aceleniz yoksa en son tercihiniz oluyor. Hafta içi prestijli bir SUV ile toplantılara gitmek, hafta sonları da şehirden uzaklaşıp yeni yerler keşfetmek isteyen insanlar için GLC biçilmiş kaftan. Diğer Premium rakiplerine karşı fiyat avantajı da cabası.

Kaynak:TopGear

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version