Uzun zamandır ciddi anlamda bir ilerleme ya da göz alıcı bir teknoloji sunmayan Japon üretici Mitsubishi, artık Pajero ile Dakar ya da Lancer Evo ile WRC gibi başarılan kovalamak yerine Outlander PHEV gibi otomobiller üreterek çevreciliğe soyunuyor. Aslına bakarsanız elmas logolu marka, i-MIEV gibi mikro bir şehir otomobilinde, yüzde 100 elektrikli bir güç ünitesini seri olarak çeşitli pazarlarda sunmuş, ancak kısıtlı menzil sebebiyle bu araç, marka için bir geçiş anlamına gelmişti. ilk elektrikli otomobili Minica EV’yi 1966’da üreten Mitsubishi, bundan 40 sene sonra i-MIEVi ortaya çıkartarak ciddi bir atılım yapmıştı. Gelinen noktada Outlander PHEV’i, Pajero’nun dayanıklılığına ve Lancer Evo’nun 4 tekerlekten çekiş karakterine sahip dev bir i-MIEV olarak nitelendirebilmek de mümkün. Öte yandan bu araç bir sonraki Lancer Evo’nun da altyapısını oluşturacak. İster inanın ister inanmayın, ama gerçek bu!

Outlander PHEV, Mitsubishi’nin “Elmas Platform” olarak adlandırdığı bir altyapıya sahip. Buna göre standart Outlander geliştirilirken, alternatif yakıtların kullanılabileceği teknik gereksinimler için daha ilk eskizlerde dahi gerekenler yapılmış. Bu yüzden PHEV takılı Outlander’ın iç mekanında sadece milimetrik değişimler söz konusu. Bagaj hacmindeki kayıp sadece ve sadece 14 litre. Pek çok hibrit otomobilden farklı olarak Outlander PHEV, 1500 kg gibi bir römork çekme kapasitesine sahip ki, bu sayede de ‘Her türlü koşulda kullanılabililik’ iddiasını biraz daha pekiştirmiş oluyor. Tasarımıyla neredeyse hiç heyecan uyandırmayan Outlander PHEV‘in bu konuda bir iddiası da bulunmuyor.

Öyle ki; Mitsubishi mühendisleri bile bizi destekliyor. Ancak bir sonraki Mitsubishi modelleri yeniden kalp atışlarımızı hızlandıracak şekilde görünecekler. Mesela 2015’te tanıtılacak olan yeni ASX… XP-PHEV adındaki konsepte bakarsanız, ne demek istediğimizi anlayacaksınız! Tamam, Outlander PHEV görünümüyle bir kahraman değil, ama teknolojisiyle kompleks ve bir o kadar da etkileyici bir mühendisliğin ürünü. Elektrikli motorlar haricinde, pillerine varana karar tamamen Mitsubishi’nin geliştirdiği Outlander PHEV, 1.9 lt/100 km gibi iddialı bir yakıt tüketimi vadediyor. Tam şarjlı haliyle 52 km boyunca tamamen elektrikli olarak ilerleyebilen Outlander PHEV, 2.0 lt’lik benzinli motorunu bir jeneratör gibi kullanarak pillerin yeniden şarj edilebilmesi özelliğine sahip. Buraya kadar yeni birşey yok. Bu araçla şanzıman bulunmuyor. Bunun yerine yağlı bir debriyaj (Islak tip de diyebiliriz) üzerinden benzinli motor, çok gerekli durumlarda ön tekerlekleri tahrik ediyor. EV Modu’nda önde ve arkada toplam 60 kW’lik (Yaklaşık 82 bg) gücünü 120 km/s’ye kadar sunabilen Outlander PHEV, ‘Seri Hibrid Modu’ndaysa, benzinli motorun jeneratör görevi görmesiyle 120 kW (164 bg) sunuyor. ‘Paralel Hibrid Modu’ndaysa önde benzinli arkadaysa elektrikli motorlar devreye giriyor ve toplam sistem gücü 149 kW’ye (Yaklaşık 203 bg) dayanıyor. Ancak bu durum 120 km/s’nin üzerindeki hızlarda ya da piller tamamen bitik ve şarj edilmesi gerekiyorsa devrede oluyor.

Neden 2.0 ltlik motor? Çünkü 120 km/s ve sonrasındaki seviyelerde düşük hacimli motorların yüksek devir çevirmesi gerekliliği, ekonomiden uzaklaşılması anlamına geliyor. Bu yüzden belki de daha büyük bir motor bile de kullanılabilirmiş, ancak o zaman da ağırlık artabilir ya da diğer sistemlere ayrılması gereken yer daralabilirdi. Outlander PHEV’i yeni bir dönemin ilk aracı olarak tanımlamak mümkün. Bu araç ile şehir içinde 0 emisyonla ilerleyebileceğiniz gibi, hafif arazi şartlarından da çekinmenize gerek kalmıyor. Lâkin 4 tekerlekten çekiş sistemini kilitleyebiliyorsunuz. Dört tekerleğe aktarılan tork sürekli kontrol altında ve bunun ayrımını sizin fark edebilmeniz biraz zor. İşte bazı  sorunlar da burada ortaya çıkıyor. Çevreci kaygılar veya 1810 kilogramlık toplam ağırlığa rağmen müthiş düşük yakıt tüketimi bir yana, Outlander PHEV kesinlikle bir sürücü otomobili değil. Direksiyonun sürücüyle iletişiminden bahsetmek söz konusu bile olamazken, salınımlı karoser de cabası. Ancak otomobilin üretim amacından sapmayalım, olur mu? Barcelona’daki organizasyonda şehir içi, otoyollar ve virajlı dağ yollarında kullandığım Outlander PHEV, ondan beklediğim en temel özelliği yerine getirdi: Düşük tüketimi! İlk gün, sadece şehir içinde kullanım sonucunda ortalama yakıt tüketimi 0.4 lt/100 km idi. Ancak toplam yaptığım kilometrenin 25 ve bunun büyük bir kısmının da elektrik gücünden geldiğini hesaplarsak, düz bir mantıkla, 100 km sonunda harcayacağım yalat 1.2 lt/100 km olacaktı!

Evet, yanlış okumadınız! Belanızı aramayın, Japonlar yapmış! Ama bu hatalı olacaktır, çünkü 52 km’nin sonunda zaten yakıt tüketimi o seviyede kalamayacaktır. Bu noktada şarj sürelerine bir bakalım:

Piller, 230V-10 Amper’lik standart bir prizden yaklaşık 5 saatte doldurulabilirken, hızlı şarj ünitelerinde 30 dakikada yüzde 80’lik bir dolum gerçekleştirilebiliyor. Fren Enerjisi Geri Dönüşümü’ne de sahip olan Outlander PHEV, piyasadaki tüm hibritlerden farlı olarak sürücüsüne 6 farklı kademede bu sistemi kumanda edebilme imkanı sunuyor. Öyle ise piller yolda giderken tamamen boşalsa bile kinetik geri dönüşümden ve benzinli motordan aldığı destekle, sadece 40 dakikada yeniden yüzde 80’lik bir doluluğu mümkün kılıyor. Anlayacağınız bu otomobil her fırsatta pillerini şarj edip yoluna en ekonomik biçimde devam etmenin yollarını arıyor.

Kaynak: EVO

 

Galeri




















Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version