1986’nın sonunda Renault’nun F1’den iki senelik ayrılığı, 40 yıllık F1 macerasında markanın motorlarının grid’de olmadığı tek sezonlardı. Fakat firmanın mühendisleri, boş durmadı ve kendileri adına ilk atmosferik F1 motorunu geliştirdiler. Bu, 1989’da Williams’ın aracındaki 3.5 litrelik V10’du. Bernard Dudot’nun tasarımı hemen başarı yakaladı ve takım ilk sezondaki birkaç yarışı kazandı.

Renault Williams FW14B 1991’e Tanıtıldı

Diğer zaferler 1990’da geldi ama bu fırtına öncesi sessizlikti. 1991’de Williams ve Renault, rakiplerinin korkulu rüyası olacak FW14 isimli aracı tanıttılar.

Aracın tasarımından Adrian Newey ve Williams’ın teknik adamı Patrick Head sorumluydu. Harika işler çıkardılar. Newey, F1’de kimsenin düşünmediklerini uyguladı; Head ise, neyin işe yarayıp yaramayacağını söyledi.

Otomobil en baştan beri hızlıydı ama dayanıksızdı. Yeni Renault RS3 motoru yılın ikinci yarısında yedi yarış kazanmış ve üreticiler şampiyonasında ikincilik elde edilmişti.

1992 yılı için aktif süspansiyon ve çekiş kontrolünün eklendiği Renault Williams FW14B daha da hızlıydı. Nigel Mansell’in agresif sürüş tarzı, bilgisayarla yüksekliğini ayarlayan sisteme uyum sağladı. Renault’nun katkısı önemliydi. Çünkü aracın sistemi diğer motorlardan 30 HP fazlasına ihtiyaç duyuyordu ve Renault’nun ünitesi bunu sağlıyordu.

Mansell, ilk beş yarışı polden kazandı ve sezonda 16 yarışın dokuzunda zafer elde etti. Riccardo Patrese, Japonya’da 10. zaferi aldı. Mansell, Ağustos ayında Macaristan’da beş yarış kala şampiyonluğunu ilan etti. O kadar dominanttı ki Ayrton Senna sonraki sezon ücretsiz yarışmayı teklif etti.

Frank Williams, “Bu bir rüya otomobildi” diyor. “FW14B mühendisliğin zirvesiydi. 1992 sezonu kariyerimin en iyi anlarından biriydi çünkü otomobil her yerde hızlıydı. Zayıf bir noktası yoktu. Nigel da, otomobilin gerektiği gibi sürüş yapacak biriydi. İstediğini her zaman aldı.

Aşırı derecede başarılı RS4 motoru, beş yıl boyunca Renault’ya üstünlük sağladı. Sınırsız test şansı, bitmek bilmeyen motor geliştirme çalışmaları, zafer gelmeseydi karşılığını alamazdı. Arada Peugeot, Lamborghini ve Yamaha gibi kaybolan üreticiler de oldu ama Renault başarılı olmaya devam etti.

Bu, Renault’nun motor üreticisi olarak F1’deki altın çağıydı. 1998’de iki yıl sonra üretici olarak spora girdiler. Renault’nun V10 başarısı da, Mecachrome ile birlikte Williams ve Benetton takımlarında devam etti.

Kaynak: Car

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version