Tasarım şefi Giles Taylor için tekerleklerin üstündeki bir sanat parçası. Yönetim kurulu başkanı Torsten Müller-Ötvös’e göreyse ustalık eseri. Rolls-Royce‘un bu iki önemli isminin dudakların otomobil gibi banal bir kelime çok nadir ne neredeyse zorla dökülüyor.

Almanya başlangıç fiyatı standart versiyonunda 446.250 Euro, 22 cm uzatılmış “Extended Wheelbase” versiyonundaysa 535.500 Euro olan bir “şey” için aslında çok da şaşılacak bir durum değil. 93 yıllık mazisiyle en köklü otomobillerden biri olan Rolls-Royce Phantom yeni neslinde geleneklerini gelecekle buluşturuyor. Bentley Mulsanne veya Mercedes-Maybach gibi modeller bile Phantom’un yanında fazlasıyla sıradan ve alışılmış görünüyor.

Tasarımında radikal değişimlerin gözlenmediği modelde geçmiş ve gelecek bir potada eritilmiş. Phantom’un dış dünyada üstüne çektiği bakışlar ve ilgiden soyutlanmak için ters yönde açılan arka kapıların ardındaki yerimizi alıyoruz. Artık kabine sızan bir gürültü veya stres yok. Sanki kendi dünyamızdayız.

Bu otomobilde her detay konfor odaklı; karoser yalıtım malzemeleriyle çevrelenmiş, camlar akustik yalıtımlı ve lastikler bile özel olarak yumuşatılmış. Phantom’un asfalta mı temas ettiğini yoksa havada süzüldüğünü anlamak neredeyse imkansız. Havalı süspansiyon sistemi, kameralarıyla yolu okuyup asfalttaki pürüzlere göre kendini önceden hazırlıyor.

Rolls-Royce Phantom VIII Motor Özellikleri

Motor da sihirli özelliklere sahip. İnsan, V12’nin varlığını aslında duymuyor ve hissetmiyor; sadece orada olduğunu biliyor. Çift turbo tarafından beslenen 6,75 lt’lik motor ürettiği 571 HP ve 900 Nm ile boş ağırlığı yaklaşık 2,5 ton olan limuzini 5,3 saniyede 0’dan 100 km’s’ye ulaştırıyor.

Yeni nesille birlikte sunulmaya başlanan yönlendirilebilir arka aks uzun aks mesafeli versiyonu bile virajlar arasında şaşırtıcı derecede kolay kontrol edilebilir hale getirmiş. Bu özellik özellikle Rolls-Royce sahiplerinin şoförlerinin hoşuna gidecektir. Klasik tarzı yansıtan dijital gösterge tablosu, panoramik kameranın görüntülerinin de yansıtılabildiği yüksek çözünürlüklü multimedya ekranı gibi özellikler içinde bulunduğumuz dönemi yansıtıyor.

Sürücü daha doğrusu şoför gerçek dünyayla bağlantısını korurken arkada oturan şanslılar kendi dünyalarında yaşıyor. Ayaklar yumuşacık pelüş halının içine gömülürken bir düğme yardımıyla konforu arttıran ayak desteğini açmak mümkün.

Muhteşem yumuşaklıktaki derinin kullanıldığı koltukların ısıtma ve masaj özellikleri konfor seviyesini daha da arttırıyor. Uzun dingil mesafeli versiyonda sunulmaya başlayan yatar arka koltuk sayesinde uçaklardaki birinci sınıf hissi yaratılıyor.

Kokpitteki 20×80 cm’lik bir alan ressamlar veya heykeltıraşlar tarafından bir sanat yüzeyi olarak kullanılıp Phantom sahibinin isteğine göre şekillendirilebiliyor. Bu sayede benzersiz bir otomobil, pardon sanat eseri elde etmek mümkün.

Sanat demişken: Bir Rolls-Royce Phantom VIII’in üretim aşaması tam 1200 saat sürüyor…

Otohaber

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version