Belediyeler, ana yollara ve kavşaklara kar küreme araçları yerleştirerek olası problemlere müdahale ederler. Ama kış lastiklerine sahip bir Subaru XV ile yol alıyorsanız, kar küreme makinesinin ana yolu açmasını beklemenize gerek yok. Bunun sebebini yazımızda bulacaksınız.

Subaru'nun yaptığı, mantığıyla hareket etmek. Bir otomobil üretiyor. Bunun şık ya da sportif görünmesinden önce işlevsel olması gerektiğinin farkında. Subaru XV'ye dışarıdan baktığınızda, üretilen en sportif ya da şık crossover olmadığı kesin. Yani, çamurluklarında ve tamponlarında plastik kaplamalar olan bir çok otomobil, crossover diye salına salına dolaşıyor yollarda. Subaru'nun bu kaplamaları ise, crossover görüntüsü elde etme kaygısı taşımıyor. Bunun yerine, XV ile girebileceğiniz zorlu yol koşullarında, aracınızın kaportasının, yaşanabilecek muhtemel temaslardan en az zararı görmesi hedefleniyor. XV'nin direksiyonu başındayken, araç ile biraz zaman geçirince kendinizi ana yoldan çıkartmak istemeniz oldukça doğaldı. Simetrik olarak adlandırılan sürekli 4 tekerlekten çekiş sistemi, gücü zemine iletmekte başarılı. Direksiyon sistemi çok sert tasarlanmasa da sürücünün isteklerini yerine getirirken tereddüt etmiyor. Direksiyon yeterli hassasiyete sahip.

Yazımızın başında tasarımdan çok işlevsellik ön planda demiştik ya; işte aracın boyutları da bu yönde tasarlanmış. Selef Impreza HB'den 35 mm daha uzun olan XV'nin dingil mesafesi ise 15 mm daha fazla. Bu, şu demek oluyor; boyutlarıyla kompakt sınıf SUV standartlarını aşmayan bir otomobil karşımızda (Sınıfının en çok satan araçlarından Nissan Qashqai'nin uzunluğu 4330 mm, dingil mesafesi de 2630 mm, yerden yükseklik 4×2'de 180 mm, 4×4'de ise 200 mm). Bu da manevra ve park etme gibi konularda avantajlı olacağınızı gösteriyor. Keza, otomobilin geniş cam yüzeyleri de başarılı görüş açıları sunarak, bu konularda sizi özgür kılıyor. Otomobilin yüksekliği 1570 mm olmasına rağmen, araç tabanının en alçak noktası 220 mm olarak veriliyor. Bu yükseklik, kar ya da toprak göz etmeden zorlu bir arazide yol alırken aracınızın altının zeminle olası temaslarının daha az yaşanmasını sağlıyor. XV'nin yerden yüksek tasarımı arazide avantaj sağlarken, tavanın alçak yapısı da ağırlık merkezini düşürüyor. Subaru'nun boxer tipindeki motorunun bir avantajı da ağırlık merkezini düşürmesi. Bu ünitenin XV'de olmaması düşünülemezdi. Karoserin aşırı derecede salınmasını önleyen yürüyen aksam tasarımı da XV'nin güven hissini pekiştiriyor. Sert olarak sınıflandırabileceğimiz süspansiyon sistemi yine de konfordan çok ödün vermiyor. Yani dengeler başarılı bir şekilde kurulmuş. Bütün bunlar göz önüne alındığında XV, önden çekişli rakiplerinden daha dengeli ve en az safkan 4×4'ler kadar da yerden yüksek.

Yüksek oturma pozisyonunun avantajına hala sahipsiniz. Bu sayede yola daha fazla hakim olabiliyorsunuz. Ama aşırı yüksek bir karoserin yaratabileceği dengesiz ve bol salınımlı bir sürüş gibi konular için endişe etmeyecek bir tasarım sunuyor XV. Üstelik bu yükseklikle araca iniş-binişler de kolay. Bagaj kapağını açtığınızda, parmaklarınızın ucuna basarak bagajın ücra köşelerine ulaşmanız da gerekmiyor. Çünkü XV'nin 380 litrelik bagajı hem hacmiyle hem de yükleme eşiğiyle uzak köşe barındırmıyor. Bu noktada daha cömert bir bagaj hacmi beklentisi, XV'nin olumsuz notu olarak karneye geçiyor. Neyse ki bagajdan feragat edilen hacim, iç mekandaki diz mesafelerinde sunuluyor. Ön ve arka koltuklarda diz ya da baş mesafesi sıkıntısı hissedilmiyor. İç mekan tasarlanırken de her şeyin mantık çerçevesinde planlandığı fark ediliyor. Kontrol tuşlarını bulmakta zorlanmıyorsunuz. Elegance donanımından itibaren sunulan renkli ekranlı yol bilgisayarı ise iç mekanı şenlendiriyor. Kullanılan malzemelerde sert plastik ağırlığı hissedilse de işçilik ve malzeme kalitesi oldukça tatminkar. Kokpitin üst bölümlerindeki yumuşak plastik ise Subaru'dan kullanıcıları için bir sürpriz!

Az önce XV'de boxer motorun görev yaptığından bahsetmiştik. Peki XV, hangi motor seçenekleriyle satılıyor? XV ailesinin sadece, sürekli 4 tekerlekten çekişli olan bir aktarmaya sahip olduğunu tekrar hatırlatırsak, 1.6 lt benzinli CVT ya da 5 ileri manuel şan-zıman seçeneklerine sahip olduğunu belirtebiliriz. Bunun dışında bir de 2.0 lt'lik turbo dizel motor ve 6 ileri manuel şanzıman kombinasyonu da seçenekler arasında yer alıyor. Bu motor daha çok sipariş üzerine ithal edilecek. Test aracımız ise 1.6 lt'lik benzinli boxer motor ve CVT şanzıman birlikteliğine sahipti. Sürekli değişken oranlı otomatik şanzıman, sarsıntısız bir yapıda. Çünkü kademe yok! Manuel olarak vites değiştirmeye izin vermemesi ise olumsuz bir nokta. Ama ihtiyaç duyulması halinde L (low) oranının kullanılabildiği bir seçenek düşünülmesi de keyfimizi yerine getiriyor.

Motor ise 5600 d/d'de 114 HP maksimum güç üretiyor. 150 Nm'lik maksimum tork ise 4000 d/d'de kendini gösteriyor. Bu değerler 1405 kg'lik boş ağırlık göz önünde bulundurulduğunda, hızlanma performansı konularında çok iddialı olunmadığının habercisi. Fabrika verilerine göre 0-100 km/s hızlanmasını 10.6 saniyede tamamlayan XV'nin test verilerindeki 0-100 km/s hızlanması ise 12.12 saniye olarak kayda geçti.

Hızlanma performansıyla etkileyici olamayan XV'nin yakıt tüketimine bakıldığında 9.8 lt/100 km'lik yakıt tüketiminin de sürpriz olduğunu söyleyemeyiz. XV, hızlanma ve tüketim konularında etkileyici olamasa da sürüş keyfiyle parlıyor.

Kaynak: otohaber

Galeri







Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version