Dünyanın efsane otomobil markalarından biri olan Jaguar'ın kökleri 1922 yılına kadar geri gidiyor. Jaguar Cars Limited isminin alınma tarihi ise 1945. 1990 yılında büyük beklentilerle Ford'a satılan İngiliz marka, S-Type ve X-Type gibi modellerle beklentileri karşılayamadı. Ford altyapılı bu modeller, bana kalırsa hiçbir zaman safkan Jaguar olmadılar. Aynı durum Volvo için de geçerli. Ford'dan ayrılan Jaguar da Volvo da daha sonra kendi kimliklerini bulmayı başardı. 2008 yılında Hintli Tata kontrolüne giren Jaguar için iki yol vardı. Ya Hintliler'in parası ve kendi mühendislikleriyle tarihte hak ettikleri saygınlığa yeniden ulaşacaklar ya da Hintli bir markanın kontrolünde olmanın kompleksiyle yok olacaklardı. Neyse ki ilki oldu. Çünkü İngilizler'in iyi otomobil üretme tecrübesi zaten vardı, tek eksikleri olan nakit akışı da gelince mühendisliklerini konuşturmaya başladılar. 

İşte ilk XF de o dönemde piyasaya çıktı. 2007'de tanıştığımız bu üst orta sınıf model, S-Type'ın yerini aldı ve başarılı olmakta gecikmedi. 2011'de makyajlanan Jaguar XF'in 510 HP'lik R versiyonu olduğu gibi geniş aileler için 2012'de pazara sunulan Sportbreake (Station) modeli de bulunuyordu.

Aradan geçen sekiz senede bile tasarım anlamında eskimeyen XF, teknolojik olarak biraz yorulmuştu. Özellikle kabinde daha modern bir bilgi-eğlence sistemin eksikliği hissedilirken, kulağımıza yi haberler gelmeye başladı. Mercedes-Benz E Serisi, Audi A6 ve BMW 5 Serisi'yle daha ciddi bir rekabete girmek isteyen İngilizler, kısa bir süre önce tamamen yenilenen XF'i duyurdu. Hemen ardından da Borusan Otomotiv'den gelen test sürüşü teklifiyle heyecanlandık. İspanya'da bu yeni modeli kullanma fırsatımız vardı. Dünyanın hemen her noktasında minik sınıftan süpersporlara kadar birçok modeli kullanma şansına sahip olan bizler neden bu kadar heyecanlandık? Çünkü Türk otomotiv basını Jaguar konusunda şanssızdır. Sektörün en eskileri bile daha önce hiç Jaguar'a binmemiş olabilir. Bunun da nedeni eski distribütör Ortaklar Otomotiv'in basınla sıfır ilişki prensibidir. En azından ben 22 yıldır hiç test otomobili hazırladıklarını görmedim.

Neyse, bu duygularla gittiğimiz İspanya'nın Pamplona şehrinde, fotoğraflarından bile daha güzel bir otomobil karşıladı bizi. Jaguar Tasarım Direktörü Ian Callum'un hünerli ellerinden çıkan yeni XF, tıpkı XE gibi kusursuz görünüyor. Tasarım hakkında yorum yapmayı sevmem çünkü görecelidir ama bu Jaguar'dan etkilenmemek çok zor. Tabii hedef olarak BMW, Mercedes-Benz ve Audi gibi dünya devlerini seçtiyseniz tasarımdan çok daha fazlasına ihtiyaç duyarsınız. En azından mekanik bir kusursuzluğa ulaşmış olmanız gerekir. 

Jaguar ve Land Rover'ın çok tecrübeli olduğu alüminyum teknolojisi, XF'in hemen her detayında karşımıza çıkıyor. 190 kg'ye kadar hafifleyen XF, bunun karşılığında %28 oranında daha rijit bir gövdeye sahip olmuş. 4954 mm uzunluğundaki otomobil, aslında eski versiyonundan daha kısa ve yüksekliği de daha düşük. Bu, hemen akıllara arka koltukta oturan yolcuları getirecektir. Garip bir şekilde boyutlardaki küçülmeye rağmen hem baş hem de diz mesafesi belirgin ölçüde artmış durumda. Bunun da en önemli etkeni aks aralığının 2960 mm'ye ulaşması. Otomobilin çizgileri dinamik olmakla kalmıyor, ayrıca aerodinamik katsayı da 0,29'dan 0,26 Cd'ye düşmüş. Yeni otomobilin bir başka özelliği de önden motorlu olmasına rağmen 50/50 oranındaki ön/arka ağırlık dağılımı. Bu ideal oran, çift salıncaklı ön ve çok kollu arka süspansiyonla birleşince, kağıt üstünde bile etkileyici bir sürüşün sinyalleri veriliyor. Sürüşe geçmeden biraz daha kabinde kalalım. 

Öncelikle üst orta sınıf bir otomobil müşterisinin aradığı genişlik XF'te mevcut. Belki en ferah modellerden biri değil ama en sürüşe odaklı olanlardan biri. Bu, arkada gazete okumayı sevenlerin değil, direksiyonda olmayı sevenlerin otomobili. Bu anlamda bende bir Mercedes'ten çok bir BMW izlenimi bıraktı. 

Jaguar XF'in kokpit tasarımı geleneksel bir yapıda ve bu da seçkinliği artırıyor. Ancak modern gereksinimler de unutulmamış. Yani klasikle modernin çok başarılı bir karışımı var önümüzde. Detaylara baktığımızda ise çok rahatsızlık vermese de bazı işçilik kusurları yok değil. 

İç mekâna baktığımızda aslında iki farklı XF olduğunu görüyoruz. XE'de de karşımıza çıkan InControl-Touch bilgi-eğlence sisteminin yanında bir de aynı sistemin Pro versiyonu var. Pro'da gösterge tablosu da değişiyor ve 12,3 inçlik TFT ekrana dönüşüyor. Orta konsolun üstündeki 10,2 inçlik kapasitif dokunmatik ekran ise otomotiv sektöründe birçok ilki bünyesinde barındırıyor. Dört çekirdekli bir işlemciye sahip olan sistemde akıllı telefonlar gibi ana ekranı özelleştirebiliyorsunuz. Jaguar, bağlanabilirliğe büyük önem vermiş. İnternete girebildiğiniz gibi gerçek zamanlı trafik bilgierini kullanarak size yolun tıkanık olduğunu, hangi alternatif yollardan gidebileceğinizi bile gösteriyor.

Mekanik aksama baktığımızda ise giriş modelinde 2,0 lt'lik bir dizel motor olduğunu görüyoruz. Bu ünitenin 163 ve 180 HP'lik versiyonları var. Türkiye'ye gelecek olan otomatik şanzımanlı 180 HP'lik versiyonu kullanma fırsatı bulduk. Gerek performansı gerekse ekonomisiyle rakiplerinden hiçbir eksiği yok. 3,0 lt'lik V6 dizel ise tam bir canavar çünkü 700 Nm tork üretiyor. 250 km/s maksimum hızına ve 6,2 sn'lik 0-100 km/s hızlanmasına karşılık ortalama 5,5 lt/100 km tüketebiliyor oluşu da hayranlık uyandırıcı. Benzinli motor isteyenler ise 2,0 lt turboyu seçebilir. 240 HP güç ve 340 Nm tork üreten bu motoru Land Rover modellerinden de hatırlıyoruz. 6,7 sn'lik 0-100 km/s hızlanma, performans hakkında bir fikir veriyor. Daha hızlı bir XF isteyenler için ise 3,0 lt'lik V6 benzinliler var. Kompresörle beslenen bu motorun 340 ve 380 HP'lik iki versiyonu bulunuyor. 340 HP'lik olan arkadan itişliyken, 380 HP gücünü dört tekerleğe birden aktarıyor. Her iki güç opsiyonunda da tork 450 Nm olarak açıklanıyor. İspanya Pamplona'da yer alan Navarra Pisti'nde dört tekerlekten çekişli ve 380 HP'lik XF'i kullanma fırsatı bulduk. Sadece 5,0 sn'de 0-100 km/s hızlanmasını tamamlayan bu model, sürücünün sırtını koltuğa yapıştırmasını çok iyi biliyor. Üst orta sınıf bir model olmasına rağmen pist şartlarına çok iyi uyum sağlayan XF 3,0 AWD, spor otomobilleri aratmayacak bir çeviliğe sahip. Jaguar'ın daha güçlü ve 'R' logolu bir BMW M5 rakibi yaratacığını da öngörmek yanlış olmaz. İspanya'nın müthiş virajlı yollarında da XF'in birçok motor seçeneğini deneme fırsatı bulduk. Mekanik yol tutuş üst seviyede. Direksiyon sistemi ve frenler de bu dinamizme olumlu katkıda bulunuyor. 

Sonuç: Jaguar XF, üst orta sınıftaki ciddi rakipleriyle (BMW 5 Serisi, Mercedes-Benz E Serisi) mücadele etmek için her detaya sahip. Özellikle sürüşü çok başarılı. İspanya'nın virajlı yollarında yol tutuşuna hayran kaldığımız otomobil, 163'den 380 HP'ye kadar uzanan motor seçenekleriyle de eksiksiz görünüyor. Yeni Jaguar XF, Türkiye'de 297.957 TL'den satılmaya başlayacak. 180 HP'lik 2,0 lt dizel motor ve 8 ileri otomatik şanzımanlı bu otomobilin Pure'dan R Sport'a kadar birçok donanım seçeneği bulunuyor. 

Kaynak:automotor&sport

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version