Uzun yıllar boyunca uyuyan ikonik Fransız markası şimdi yepyeni A110 ile geri dönüyor. Bu, hem benim için hem de Alpine tarihi için önemli bir an. Renault Sport şasi geliştirme departmanının başındaki isim olan Terry Baillon’un yanına oturuyorum. Birlikte Lyon’un güneyindeki köy yollarında sakin ama hızlı bir şekilde ilerliyoruz. O, otomobili kullanıyor, bense merak ediyorum ve yeni A110’un sürüşünün ne kadar iyi olduğunu kavramaya çalışıyorum, çünkü yolcu koltuğu şimdiden bana çok muntazam geliyor.

Alpine A110 hem garip hem de özel sebeplerden ötürü merak uyandıran bir otomobil. Ortada konumlandırılmış 1.8 litrelik dört silindirli turbo motorda kasıtlı olarak yüksek güçten kaçınılmış, Motor 252 bg güç ve 320 Nm tork üretiyor. Alpine, köklerine dönerek ağırlığı elinden geldiğince düşük tutmuş. Şu an içinde bulunduğumuz prototipin ağırlığı tüm sıvılar dahil 1103 kg, bu sıvılara yarım depo benzin de dahil.

Alpine A110’un Sürüşünde Fark Yaratan Detay

A110’un güç/ağırlık oranı ton başına 229 bg olarak veriliyor ki, bu değer Porsche 718 Cayman’in ton başına 225 bg’lik oranından daha iyi. Ancak sayıları dikkatli incelersek Porsche’nin bu oran için daha fazla güce ihtiyaç duyduğunu görebiliriz, çünkü 718 Cayman 1335 kg ağırlığında, yani neredeyse 200 kg daha ağır. Bu da, A110’un sürüşünde fark yaratan önemli bir detay.

Güzel yollarda saçma sapan hızlarda ilerlerken Baillon “bu otomobilde maksimum çevikliğe ulaştık” açıklamasını yapıyor ve ekliyor; “Yapabileceğimizin en fazlası kadar ağırlıktan kurtularak, her şeyi daha da kolaylaştırdık.”

A110’un hızını koruyarak yön değiştirme kabiliyetini geliştirmek amacı dahilinde, aracın daha geliştirlmesi gereken yönleri olduğu da dikkatlerden kaçmıyor.

Otomobilin içine bakacak olursak; iç tasarımı oldukça yüksek kaliteyle düzenlenmiş ve oldukça basit bir kullanımı var. Ultra hafif karbon koltuklar oldukça lüks bir hava katıyor. Görüş açıları ise ortada konumlandırılmış motorlu bir otomobile göre oldukça etkileyici. Motorun sesi de buram buram kulağınıza geliyor ve sesin albenisi de oldukça yüksek. Bu ses, turbolu Cayman’ın sesiyle kıyaslandığında çok daha rahatlatıcı, bununla beraber hissedilen ivme de oldukça doğru orantılı. 0’dan 100 km/s’ye 4 saniyede ulaşabilen otomobil 0-160 km/s deparını ise tahminen 12 saniye civarında tamamlıyor.

Alpine A110’un En Etkileyici Özellikleri

Her şeyden öte yolcu koltuğunda tecrübe ettiklerime göre otomobilin en etkileyici özellikleri süspansiyonları ve sürüş keyfi. Birçok otomobilde olduğu gibi A110’da da, motorun karakterini, egzozun ve vites kutusunun haritalarını değiştiren modlar bulunuyor. Ancak adaptif süspansiyon bulunmayan A110’da hangi sürüş modunda olursanız olun amortisör ayarı değişmiyor. Bu da alışılagelmiş bir özelliğin dışında olmakla beraber, Alpine’in bu konuda kendine ne kadar güvendiğini gösteriyor. Toparlamak gerekirse, bu sistem Alpine için ideal.

A110 yol üstünde adeta akarak ilerleyen bir otomobil olmakla beraber, tıpkı Lotus Elise’te olduğu gibi zemine sımsıkı tutunma özelliğiyle de göze çarpıyor. Ancak yoldaki bu inatçılığı, otomobilin içindeki son derece konforlu ve akıcı sürüşü engelleyemiyor. Otomobil sert tepkiler vermiyor, hatta bunun yerine amortisörler ve yaylar her türlü zorluğa kafa tutabilecek şekilde görev yapıyor. Otomobilin virajlardaki gövde kontrolü oldukça yumuşak, bu doğru, ancak direksiyonun başında Baillon olduğunda A110 optimum seviyede hızlı, tutarlı ve rafine hissettiriyor.

Kaynak: Evo

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version