Geçtiğimiz yıl CES fuarında Chrysler ve Jaguar Land Rover standlarında gösterilen ve ziyaretçilerin ilgisini çekmeyi başaran araç içi yüz tanıma teknolojisi, diğer birçok otomobil üreticisine de ilham vermiş durumda. Bu teknoloji sayesinde hız göstergesinin bulunduğu hazneye konumlandırılan kamera ve sensörler, sürücünün yüz hareketlerini takip edip yorgunluğunu algılayabiliyor. Gerekli uyarıların yapılmasının ardından dikkatsizlik sonucu meydana gelmesi muhtemel kazalar önlenebiliyor. Sürücü, aracını yol kenarına çekip dinlendikten sonra yola devam edebiliyor.

Almanya menşeli FZI Araştırma Merkezi, kamera ve sensörleri kullanarak henüz prototip aşamasında olan bir sürücü takip sistemi geliştirdi. Sürüş esnasında araç içinde konumlandırılan kameralarla şoförün göz kırpma sıklığı, başının eğimi, yüz şekli ve kalp atışı ölçümleniyor. Tüm bu kriterler değerlendirilerek sürücünün yorgunluğu tespit ediliyor.

FZI’de araştırmacı olarak çalışan Timon Blöcher, sürücünün üzerine hiçbir sensör koymadan kalp atışını ölçmeyi başardıklarını da belirtti. Bu gerçekten devrim niteliğinde bir yenilik. Son dönemde revaç bulan akıllı otomobillerde bu gibi yenilikçi özellikleri görmeye başlayabiliriz demek.

Yüz tanıma sektörü her geçen gün büyüyor

Öte yandan çeşitli ülkelerden araştırmacılar, uluslararası yüz tanıma sektörünün istikrarlı büyümesine devam ettiğini belirtiyor. 2017’de 4,05 milyar dolar değere ulaşan pazarın 2022’de 7,76 milyar dolarlık büyümeye ulaşması da beklentiler arasında. Öngörülen yıllık yüzde 13,9 büyüme rakamları yüz tanıma araçlarının hayatımızın beklenmedik alanlarına dahil olacağının bir işaretçisi olarak yorumlanabilir.

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version