Bosch, akıllı şehirlerde sorunsuz bağlanabilirlik sağlayarak A noktasından B noktasına gitmeyi stressiz bir hale getirmeye yardımcı olacak mobilite teknolojiler geliştiriyor.

Geleceğin Mobilite Çözümleri Sağlayıcısı

Bosch, şehirleşmiş bölgeler için mobilite çözümleri sağlayıcısı haline geliyor. Gelecekte şirket, bağlantılı ve akıllı şehirlerde mobilite çözümlerinin geliştirilmesine ve sunulmasına daha fazla odaklanacak. Kentler için mobilite konseptlerine olan talep dünya genelinde hızlı bir şekilde artıyor. Dünya genelindeki mega şehirler maksimum doluluk oranlarına yaklaştı.

Birçok şehirde bu oran yaşamı tehdit edecek oranlara ulaştı. Her geçen gün daha fazla insan şehirlerde yaşamaya başlayacak veya şehirlerde gelecekte de yaşamaya devam edecek. 2050 yılı itibarıyla, mega şehirlerde altı milyardan fazla insan yaşayacak. Bu, şu anda yaşayan kişi sayısının iki katı demek. Nüfus bu rakama ulaştığında, şehir trafiği de üçe katlanacak ve şehirlerdeki sorunlar giderek artacak.

Dar alanda çok fazla yaşam; daha fazla trafik ve dolayısıyla daha fazla hava kirliliği, daha az yeşil alan, daha fazla ses ve trafikte daha fazla süre anlamına geliyor. Ticari açıdan akıllı şehirler, Bosch için de bir büyüme alanı. 2020 yılına kadar olan sürede bile akıllı şehir pazarı 700 milyar Euro’luk bir hacme ulaşarak her yıl yüzde 19 büyüyecek.

Mobilite çözümler

Çapraz satış projelerinde Bosch, son iki yıl içerisinde bu sektördeki satışlarını ikiye katladı. Park etmek için saatler harcıyoruz, gideceğimiz yere zamanında varamıyoruz, yollar özel araçlar ile dolu ve bunların hepsi büyük şehirlerin ortak sorunu. Gelecekte hiçbir mega şehir, akıllı trafik ve mobiliteye yönelik yeni bir model olmadan sorunlara çözüm sağlayamayacak. Otomobil merkezli bir şehirden uzaklaşarak hem akıllı hem de multimodal mobilite fikrine doğru gidiyoruz.

Stressiz ve Kazasız Mobilite Hedefi

Yarın: Emisyonsuz, stressiz ve kazasız mobilite: Boxberg’te gerçekleştirilen Bosch Mobilite Deneyimi’nde Bosch, şirketin şehirlerdeki mobiliteyi nasıl şekillendiğini gösteriyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Rolf Bulander, “Emisyon, stres ve kazanın bulunmadığı bir şehir ortamı oluşturmaya yardımcı olma çabalarımız üç teknolojik gelişmeye bağlı. Bunlar: otonom, elektromobilite ve bağlanabilirlik diyor.

Bosch açısından buradaki odak noktası A noktasından B noktasına stressiz bir şekilde ulaşmak. Hareketli bir büyük şehirde bunu başarabilmek için toplu taşımanın, otomobillerin, ayrıca kendi kendini sürebilen paylaşımlı araçların, teslimat araçlarının ve diğer ulaşım yöntemlerinin, kısaca şehirdeki tüm ulaşım araçlarının birbirine sorunsuz bir şekilde bağlı olması gerekecek.

Sadece birkaç tıklama ile kullanıcıların rezervasyon yapabileceği multimodal mobilite hizmetleri, sıkışıklığın azaltılmasından önemli bir rol oynayacak.

Kaynak: Otohaber

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version