Dünyadaki en iyi otomobilleri ürettiğinizde kendi müşteri kitlenizi de yaratma eğilimi gösterirsiniz. Rolls-Royce her ne kadar belirli bir kitleye yönelmiyor olsa da, Rolls-Royce Phantom’u yenileme işi o kadar da kolay bir şey değildir. Bu otomobil sadece markanın amiral gemisi modeli değil, aynı zamanda BMW Grubu’nun 01 Ocak 2003 senesinde duyurusunu yaptığı Rolls- Royce’un köklü değişiminin de bir simgesi. Hatta bu otomobili “Otomotiv’in en büyük son macerası” olarak tanımlamışlardı. Sonrasındaysa…

İşte cevap karşımızda duruyor. “Müşterilerimizin her biri, onlar için daha kişisel bir şeyler üretmemizi istiyordu” diyor Rolls-Royce CEO’su Torsten Müller-Ötvös.”Onlara istediklerini verme konusunda çok kararlıydım.”

Pazarın bu sınıfında ciddi değişimler meydana geldi ve yüzyıl önce eşsiz bir Rolls-Royce’un ortaya çıkmasını sağlayan eşsiz bir fikre yönelmek, bunlardan sadece biriydi. Otombilin lansmanında bir Rolls-Royce sözcüsünden hedeflenen müşteri kitlesi için ilk kez “ultra varlıklı kişiler” tanımını duymuştuk. O dönemde bu ultra varlıklı kişiler, 10 milyon pound servete sahip insanları tanımlıyordu. 2008 yılındaki krize rağmen, zenginler daha da zenginleşti ve bu şekilde tanımlanan insanların en düşük varlık seviyesi günümüzde 25 milyon pounda ulaştı. Phantom, yalnızca modern sanata 500 milyon dolar yatırım yapmak için insanları işe alan veya emlak toplayan kişilerin otomobili.

Rolls-Royce çizim tahtasının başına döndü. Önce otomobilin görünmeyen parçalarına odaklanalım. Phantom VIII, tamamen yeni bir alüminyum uzay şasi üzerinde şekilleniyor ve tasarımcıları onu “lüksün mimarisi” olarak tanımlıyor. Dünyanın genelinin aksine bu platform modüler olmamasına rağmen gelecekteki Rolls-Royce modellerine altyapı oluşturabilecek. Bu modeller arasında Cullinan SUV da yer alıyor ve mühendislere Müller-Ötvös’ün arzularını yerine getirme imkanı tanıyor. Kafa karıştırıcı bir durum.

Rolls-Royce Phantom Hakkında İlk Bilgiler

Her ne kadar hakkında detaylı bilgiler verilmese de, bu otomobilin istatistikleri karşılaştırma yapmaya izin veriyor. Belirli bir sıra olmadan bilgileri veriyoruz: Rolls, yeni şasinin eski modelinkinden yüzde 30 daha sert olduğunu söylüyor. Önde çift salıncak, arkada çok kollu süspansiyon kullanılıyor. Otomobil dört tekerlekten yönlendirme sistemini kullanıyor ve bu sistem, düşük hızlardaki çeviklikten çok yüksek hızlardaki stabiliteye odaklanıyor. Phantom, yüksekliği otomatik ayarlanan havalı süspansiyon sisteminin son neslini kullanıyor. Buna ek olarak gövde ve tekerlek ivmelenmeleri, direksiyon komutları sürekli kontrol ediliyor, ön cama konumlandırılan stereo kamera yolu tarıyor ve yoldaki kusurları önceden algılayarak süspansiyonu ona göre ayarlıyor.

Mercedes bir süredir benzer bir sistem kullanıyor ama Rolls-Royce Phantom, rafinelik seviyesini yükseltme anlamında saplantılı davranıyor. Her tarafta 6 mm kalınlığında çift cam kullanılıyor. Ses yalıtımı için şimdiye kadarki en büyük dökme alüminyum bağlantılar yer alıyor. Otomobil, 130 kg ağırlığında ses izolasyonu malzemesi barındırıyor. Zeminde ve ön tarafta katmanlar arasındaysa köpük sıkıştırılmış. Tavanda, kapılarda ve bagajda da izolasyon malzemeleri var. Lastiklerin içlerinde dahi yalıtım malzemeleri bulunuyor. Sonuçta da yeni Phantom, 100 km/s hızda eskisinden 60 dB daha sessiz hale geliyor.

Motorun dahi bu sessizliği bozmasına izin verilmiyor. Eski atmosferik 6.75 lt motorun yerini, benzer hacimdeki çift turbolu ünite almış. Bu nokta da 900 Nm tork, 570 bg güçten daha mantıklı bir hal alıyor ve bu tork, 1700 d/dak’tan itibaren kullanıma sunuluyor. Bu motorun, eskisine oranla çok daha ağırbaşlı olduğu düşünülebilir.

Phantom’un derinliklerine indikçe de, otomobil çok daha sihirli bir hal alıyor. Izgarası daha yumuşak ve daha geri planda. Ön cam daha eğimli, arka taraf da eğimli çizgilerle şekillendirilmiş ve harika bir alüminyum yarı çapa sahip. Farlarda ve stop lambalarında yüksek teknolojili ışıklar (ön tarafta 60 metre menzilli lazerler bulunuyor) kullanılmış. Spirit of Ecstasy, eskisine oranla daha yukarıda konumlandırılmış ve otomobilin geneli, geçen yılın 103 EX konseptinin özelliklerini barındırıyor gibi görünüyor.

Arka koltuktaki yolcular Rolls-Royce’un “kucaklayan” olarak tanımladığı karakterin tadını çıkarıyor. Bu otomobilin koltuklarına oturmuyor, onun içine karışıyorsunuz. Ayrıca farklı oturma düzeni seçenekleri de bulunuyor.

Kaynak: TopGear

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version