Kendi kendine giden otomobil… Otonom Sürüş… Kulağa çok çarpıcı geliyor. Yani ben oturup keyfime bakacağım ve otomobil beni istediğim yere götürecek. Malum artık telefonlardan alışıyoruz; belki yazmam bile gerekmeyecek, sesli komutla “Çek Beyoğlu’na” diyeceğim ve götürecek.

İşin esprisi bir yana teknolojinin gelişimini ve bize sunduklarını, ileriye doğru adımlarını görmek çok güzel. Peki, ne olacak bizim keyfimiz? Malum sürüş kelimesinin ardında ilk olarak “keyif” koyarız; biz kullananlar da ürünü satan marka da…

İlk etapta hatta refleks olarak “Neden benim yerime bir başka irade otomobili kullanıyor?” sorusunu soruyorum. Çünkü otomobil gibi bir meta olmasının ötesinde duygusal anlam taşıyan nesnenin bu mertebeye ulaşmasında birinci neden “sürüş”. Yani ona sahip olmayı biblo gibi bir köşede durmasıyla anlamlandırmıyoruz. Onu kullanmak asıl mesele…

Otonom Sürüş Neler Getirecek?

1968 Mustang kendi kendine gitseydi, böyle aşıkları olmazdı değil mi? Buradan yeni 1968 Mustang’lerin 2068’li yıllarda artık olmayacağı sonucuna varırsak; benim otonom sürüşle derdim işte böyle başlıyor.

Peki, trafikte kullanmaktan da mı keyif alıyorsun birder?” diyebilirsiniz. Evet ama bu önerme otonom sürüşü benim gözümde topyekun anlamlı kılmaz. Sonuçta bu süreçte harcanan zaman yine harcanacak ama elim kolum ve öncelikle zihnim serbest kaldığı için başka işlere zaman ayırabileceğim.

Mesela bizim insanımız okumaya ek zaman çıkacağı için seviniyordur eminim. Keza metro gibi toplu ulaşım araçları, Beyazıt Kütüphanesi malum…

Konunun bir başka boyutu da bu yapay zekanın kullanma konusunda ne kadar becerikli olacağı. Çok şeyi insan kadar iyi yapacağına şüphe yok. Ama otomobil kullanımında takdir edersiniz en önemli risk, sürprizler ve öngörülemez ani aksiyonlar. Elbette konu çok derin ama kabaca baktığınızda dijital aklın yola atlayan bir köpek karşısında aniden fren yapmasıyla kurtaracağı bir durumdan bahsetmiyorum. Zaten onu şu an yapıyor otomobiller ve insanın işini kolaylaştırıyor. Ama “insanın işini…”

İnsan faktörü işin içinden çıktığındaki durumu hayal edemiyorum. Ardışık, ani refleks hamlelerden oluşan onlarca örnek var sadece video kayıtlarına baksak. Tamam daha çok yol var ve bahsedilen hedef bir anda “Tamam bırakın direksiyonları vitesi, inin aşağı kimse araba kullanmayacak bir daha” şeklinde değil ama ben yine de sorguluyorum.

Madalyonun öbür yüzü de var tabii,; trafik kazalarının %90’ı insan hatasından kaynaklanıyor. Yani tüm iradeyi otonom sürüş haline getirdiğinizde böyle bir istatistik kalmayacak. Yani bu yapay zeka Colin McRae gibi otomobil hiçbir zaman kullanamayacak (!?) ama trafikteki odun kafalı gibi de kullanmayacak. Riski yaratan riskler hiç olmayacak kısacası…

Neyse bir yapsınlar da sonra yine konuşuruz; bu arada araçların toplam yakıt tüketimi ve karbon ayak izlerinin düşeceği kesin ama!

Koray Muratoğlu / Otohaber

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version