Hemen hepimizin premium denince aklına gelen bazı markalar varken bu markaların başında Mercedes ve Audi‘de yer alıyor. Daimler ve Auto Union hikayesi…

1932 yılında kurulmuş olan ve bünyesinde Horch, DKW, Wanderer ve Audi markalarını bulunduran Auto Union Grubu, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından oldukça zor zamanlar geçiriyordu.

Ezeli Rakiplerin Kardeşliği

Güncelleştirilemeyen üretim yöntemleri, müşteri talepleri ve piyasanın etkisiyle neredeyse kepenk kapatacak hale gelen bu grubun bir can suyuna ihtiyacı vardı. Halbuki Auto Union, 1940’lı yıllara kadar motorsporları konusunda Mercedes ile kıyasıya rekabet ediyordu ve çoğu zaman Stuttgartlı markayı alt etmeyi başarıyordu.

Daimler ve Auto Union Grubu’nda hatırı sayılır derecede hisse sahibi olan Friedrich Flick adlı iş adamı, 1958 yılı geldiğinde daha fazla dayanamaz ve Auto Union’u eski pozisyonuna getirmek için çalışmalara başlar.

İlk olarak Mercedes’in sahibi olan Daimler Grubu’nda bütün hissedarların ve üst yönetimin katılacağı bir toplantı düzenler. Tahmin edebileceğiniz gibi toplantının ana konusu “Auto Union” olarak belirlenmiştir.

Flick’e göre Mercedes ve Auto Union ürün gamı birbirini tamamlıyordu ve Daimler Grubu’nun 4 markayı satın alarak son derece akılcı bir hamle yapacağını savunuyordu. Bu konu üzerine toplam 4 farklı toplantı gerçekleştirildi ve Flick sonunda Daimler hissedarlarını ve yöneticilerini Auto Union’u satın alma konusunda ikna etmişti.

Sene: 1958

1958 yılının Nisan ayında Daimler Grubu, Auto Union’un yüzde 88’ini satın aldı. İlerleyen zamanlarda bu değer ile yetinmeyen Damler yöneticileri 1959 yılının Aralık ayında Auto Union’un tamamını satın aldı.

Sıcak para akışının başlamasıyla birlikte Düsseldorf’ta bulunan fabrikasını Mercedes’e devreden Auto Union, Audi’nin kalbi olarak adlandırılan Ingolstadt’a yatırım yapmaya başladı. Bu durum iki grubun da lehine olmuştu. Zira Mercedes Düsseldorf’taki fabrikada hem “L 139” isimli van modelinin hem de “OM 636” olarak adlandırılan dizel motorun üretimine başlamıştı. Fakat işler Auto Union cephesinde pek iyi gitmiyordu: Ingolstadt’ta kurulan yeni fabrika hala üretime başlayamamıştı. Bu durum üzerine Daimler Grubu 1963 yılında, daha önce motor sporlarından yatlar için dizel motor üretimine kadar uzanan geniş bir yelpazede tecrübesi bulunan Ludwig Kraus’u yeni nesil Audi modellerinin geliştirilmesi ve üretilmesi konusunda görevlendirdi. Bu kararın üzerine Kraus, genç mühendislerden oluşan ekibini ve neredeyse tamamlanmış olan 4 zamanlı “M 118” kodlu “Mexico” olarak adlandırılan yeni nesil Mercedes motorunu yanına alıp Ingolstadt’ın yolunu tuttu.

Daimler’in Auto Union’u tamamen satın alışından 4 yıl sonra Mercedes, Audi’yi Volkswagen’e sattı. Bununla birlikte Volkswagen, Mercedes tarafından 340 milyon Alman markına mal edilen oldukça büyük bir yatırımın sahibi olmuş oldu. Yani fabrikası kurulmuş, motoru geliştirilmiş ve yenilikçi teknolojileri hazırlanmış bir markanın sahibi oldu. 1965 yılında İkinci Dünya Savaşı sonrası üretilen ilk Audi modeli olan “F103” tanıtıldı. Araç, Mercedes himayesi altında geliştirilmişti ve bu sebepten dolayı bir Mercedes motoru barındırıyordu. Mercedes W119 ile teknik ve tasarımsal anlamda neredeyse aynı olan araç ile birlikte Audi şaha kalktı diyebiliriz.

Audi’nin Volkswagen’e satılmasına rağmen Mercedes’in görevlendirmiş olduğu Ludwig Kraus, ana markasına geri dönmedi ve yeni nesil Audi modellerini geliştirmeye devam etti. Bu sebepten dolayı 1970’li yıllarda tanıtılan Audi modelleri teknik ve görsel olarak Mercedes izleri taşıyordu.

Günümüzde Audi ve Mercedes Rekabeti

Günümüzde Mercedes ve Audi çetin bir rekabet içerisinde. Auto Union’un Mercedes’e devrettiği Düsseldorf Fabrikası şu anda 6600 çalışanı ile Mercedes’in Sprinter modelini ürettiği fabrika konumunda.

Otohaber

Share.

Leave A Reply Cancel Reply

Exit mobile version