Son dönemde hakkında “İflasın eşiğine geldi” şeklinde haberlerin çıktığı Tesla, gerçekten de zor günler geçiriyor. Bir türlü Model 3 üretimini beklenen seviyeye çıkaramayan şirket, ön sipariş vererek araç için rezervasyon oluşturan müşterilerinin de yoğun tepkisine maruz kalıyor. Bu tartışmaların ötesine geçecek olursak, Model 3’ün gerçekten çok minimalist bir iç dizayna sahip olduğunu söyleyebilmek mümkün.
Arabanın iç dizaynında tercih edilen bu tasarımın arkasındaki isim ise Tesla’nın Tasarım Departmanı lideri Franz von Holzhausen. Aynı zamanda kendisi Model S‘i tasarlamasıyla da biliniyor. 2011 yılında yayınladığı blog yazısında “Klasik sedan silüetini modernize ederek tamamen Tesla’ya özgün bir hale getirmek istiyoruz. Hızı ve duyguyu yansıtmak ana hedefimiz” diyerek tasarım anlayışı hakkında önemli ipuçlarını da vermişti.
Rakip modellerin çok daha ötesinde
Tüketici elektroniği sektörüne aşina olan birçok isim, Model 3’ü “Arabaların iPhone’u” olarak nitelendiriyor. Bu benzetme pek de yanlış sayılmaz, çünkü Model 3 Tesla’nın saf ve temiz felsefesini yansıtıyor.
Fiziksel kontroller noktasında direksiyonun iki yanında bulunan sinyal kollarının ve yasa gereği bulundurulması zorunlu olan tehlike butonunun dışında Model 3’te herhangi bir düğme veya buton bulunmuyor. Tabii kapı kollarında bulunan ve zorunlu olan camı açıp kapatma düğmesinin dışında.
Bunun dışında geri kalan her şey, ama her şey 15 inçlik dokunmatik ekranda yer alıyor. Buna hız ve devir göstergesi de dahil.
