BMW model gamındaki sürekli gelişme devam ediyor. Kafa karışıklığı yaşamam nedeniyle bazen şikayetçi olsam bile bu haftanın test aracı için şikayetimi bir kenara bırakıyorum. 2 Serisi ortaya çıktığında aslında bunu çok garipsemiştim ama şimdi durum tamamen değişti.
BMW'nin artık alıştığım yüz tasarımı bu otomobille birlikte bambaşka bir karaktere bürünmüş. BMW'nin nefis görünen böbrek ızgarası ve alt taraftaki hava giriş kanalları son derece agresif bir bakışa neden oluyor. Arkaya doğru yaşanan muhteşem geçiş ise tam anlamıyla şiir gibi. Şişkin kaslarla sivri kenarların arasındaki başarılı geçişlerle bu küçük cüsseli araç çok daha büyük rakiplerine kafa tutabilecek iddialı tasarıma bürünmüş. ARka tasarımdaki şişkin olan yapısı benim de sevdiğim yanlarından oldu. Siyah tente tavanı kapalıyken de güzel görünümünden ödün vermemesi ise genel manzarayı taçlandırıyor. Aslında bakarsanız bu bölümün metal ve otomobilin karoseri ile aynı renkle olmasını tercih ederdim ama bu da hiç fena olmamış. Yine de: üstsüzken profilden çok daha güzel görünüyor.
Diğer taraftan bu kadar farklı bir tasarımı olan aracın yaşam alanı maalesef diğer BMW modelleriyle aynı. Yani iç mekana geçildiğinde safkan kaybediyor. Ayrıca siyahın hakimiyetine teslim olmuş ana karakterini neredeyse sadece M paketin getirdiği küçük logolar ve mavi detaylar bozuyor. Tamam ergonomi çok iyi ama maliyet kaygıları insanları farklı otomobile sahip olmaktan mahrum bırakmaya başladı.
Yaşam alanıyla ilgili olarak söyleyebileceğim en önemli artılardan biri cabrio bir otomobil olmasına rağmen arka tarafta oturacak yolcu için de yeterli olabilecek bir kullanım alanı sunuyor olması. Elbette iri yapılıların tam anlamıyla rahat etmesi mümkün değil ama en azından iki kişinin daha yolculuk yapabileceği bir alan var. Ancak tavanın kapalı olduğu zamanlarda bu kullanım alanı özellikle de baş mesafeleri kısıtlanıyor. Bunun yanında iki kapılı yapısı nedeniyle arka tarafa geçiş konusu da biraz sıkıntılı.
Bu aracın en önemli farklı sürüş karakterine bakıldığında ortaya çıkıyor.
Aracın motor kaputunun altında BMW'nin yakın geçmişte geliştirdiği 1499 cc haciimli ve 3 silindirli bir benzinli ünite yatıyor. Bu motor seçeneği son dönemlerde karşıma çıkan en önemli gelişmelerden biri. 3 silindirli yapısı nedeniyle biraz gürültülü çalışır diye düşünsem de böyle bir problem yaşatmadı. Yüksek devirlere tırmanmayı seven benzinli ünite 4500 ile 6000 d/d aralığında 136 HP güç üretiyor. Ayrıca 220 Nm'lik torkunu henüz 1250 d/d'den itibaren kullanıma sunuluyor. Bu tork değerinin rölanti devrinin hemen üzerinde sunuluyor olması performansın daha yüksek olmasını sağlıyor. Zaten açıklanan verilere baktığım zaman aracın 0-100 km/s hızlanmasını 9.6 saniyede tamamladığını görüyorum. Eğer yazıyı okurken 1.5 lt diye bakarak motoru küçümsediyseniz yanıldınız. Aracın maksimum hızıysa yine fabrika verilerine göre 205 km/s. 1590 kg ağırlığında olan gövdeyi performanslı bir şekilde taşıma konusunda bu küçük hacimli ünite son derece kabiliyetli. Performansta beklediğimden daha yüksek veriler sunan ve bunu yaptığım testlerde de ispatlayan 219i Cabrio, yakıt tüketiminde de cebi yakmayan sonuçlar ortaya koyuyor.
Kaynak:AutoShow