Mercedes yönetimi A serisi ile gurur duyuyor. Özellikle de yüzde 60’lık yeni müşteri oranıyla… Bu oran, A serisi müşterilerinin üçte ikisinin, daha öncesinde başka markalardan otomobillere sahip olduğu anlamına geliyor. A Serisi’nin arka koltuklarda çok küçük olan iç mekanını, küçük bagaj yükleme ağzını, çok kötü görüş özelliklerini, süspansiyonun vuruntulu karakterini ve adaptif süspansiyon seçeneğinin olmamasını (BMW ve VW’de çoktandır var) ilk tanıtımından beri eleştiriyorduk. Yüksek fiyat politikası da bu zayıfların etkisini artırıyordu.
Mercedes eleştirilere cevap verdi ve makyajla birlikte araçta, yürüyen aksamı elden geçirdi. Dynamic Select (direksiyon, gaz pedalı, motor ve şanzıman tepkilerini konforlu, tutumlu ve sportif arasında değiştirebiliyor) sunmaya başladı. Diğer bir yenilik de adaptif amortisör opsiyonu oldu.
Takip eden sayfalarda da okuyabileceğiniz gibi makyajın yenilikleri gerçekten işe yaramış. Ancak bu, A Serisi’ni otomatik olarak bir kazanan yapmıyor. Çünkü karşısında, BMW 116i ve Golf 1.0 TSI gibi çok güçlü ve başarılı iki rakip var. İki rakip de ileri teknoloji ürünü ve çok başarılı kabul edilen 3 silindirli motorlar görev yapıyor. Acaba A Serisi’nin, pek de yeni olmayan 4 silindirli motoruyla bu iki rakibin karşısında şansı olabilecek mi ?
Mercedes A 160
Dışarıdan bakıldığında makyajı fark etmek hiç de kolay değil. Ancak asıl önemli yenilikler karoserin altında yapılmış. Adaptif amortisör opsiyonu ( Almanya’ da 1238 Euro) bunlardan ilki. Sürüş karakterini iyileştiren bu donanım sayesinde A 160 artık daha yumuşak ancak BMW ve VW ile direkt karşılaştırıldığında hala daha kaba. Sert genel ayarlara sahip olsa da Mercedes, burun kısmının fazla ağır olduğunu hissettiriyor ve virajlarda ön tekerlekleri üzerinde kayıyor. Bu hiç de şaşırtıcı değil, çünkü hem 1428 kg ile Golf’ten 200 kg daha ağır, hem de ağırlığın yüzde 62’si ön aksa biniyor. 1.6 lt 102 HP’lik turbo motor iyi bir etki bıraksa da, rakiplerinin 3 silindirlilerinden daha kaba ve homurtulu çalışıyor. Ne yazık ki makyaj, A Serisi’nin tipik zayıflıkları olan arka koltuklardaki küçük iç mekan ve çok kötü görüş özellikleri konusunda herhangi bir iyileştirme sağlamamış. Aynı şey çok yüksek fiyatlar için de geçerli: Test aracımızın Almanya fiyatı 32 bin 394 Euro’ydu. A Serisi’nin ülkemizdeki giriş versiyonu olan A 180’nin başlangıç fiyatıysa 105.000TL.
BMW 116i
BMW 1 Serisi de( geçen yılın başında) makyaj gördü. O günden beridir yeni bir burun tasarımına ve iki parça stoplara sahip, 109 HP’lik 3 silindirli motor da yeni, ancak 1 Serisi’ne o kadar da yakışmıyor. Tamam, çok sessiz ve sakin çalışıyor ama zayıf hissettiriyor. Belirgin bir sportifliğe sahip olan 1 Serisi’nde biraz daha fazla güç beklerdik. Ağırlık dağılımı yüzde 50:50, yani optimum. Buna, hisli direksiyon ve başarılı süspansiyon da ekleniyor.
Makyajla hafifçe yenilenen kokpite, sürüş pozisyonu sportif alçaklıkta. Test aracımızın Almanya fiyatı 28 bin 570 Euro ile Mercedes’ten 4 bin Euro civarında daha ucuz. BMW 1 Serisi’nin ülkemizdeki giriş versiyonu, aynı motorun 136 HP’lik versiyonu olan 118i. BMW 118i’nin başlangıç fiyatıysa 103 bin 725 TL.
VW Golf 1.0 TSI BLUEMOTION
Golf karşılaştırmamıza BlueMotion paketiyle katıldı. Bu da 15 mm alçaltılmış sportif süspansiyon ve gövde rengi arka spoyler anlamına geliyor. BlueMotion’ın diğer bir anlamı ise özel donanım seviyelerinin olmaması. Çok beğenilen ErgoActive koltuklar da buna dahil. Ancak bu çok da kötü değil, çünkü normal koltuklarda konforlu ve gayet iyi. Ayrıca sürüş pozisyonu da rahat. Aynı şey arka sıra için de geçerli. VW burada, BMW ve Mercedes’ten bir sınıf daha yüksekte: İç mekan hem çok daha geniş, hem de çok daha konforlu. 380-1270 lt arasındaki kokpit de karşılaştırmanın en büyüğü. Buraya kadar bir yenilik yok, ancak asıl sürpriz koputun altında: 1.0 lt 115 HP’lik 3 silindirli motor. Başarılı çalışma karakteriyle keyif veren motor, aynı zamanda canlı, devirlenmeyi seven, sessiz bir makine ve tam gazda hoş bir boğuk ses çıkarıyor. Tüm bunların dışında 5.2 lt’lik test tüketimi de rakiplerinden 1 litreden daha fazla tutumluluk anlamına geliyor. Golf’ün 110 HP’ye kadar olan motor seçenekli versiyonlarında basit bir sistem olan birleşik arka aks kullanılıyor. Test aracımızda adaptif amortisörlere sahip DCC süspansiyon da bulunmamasına rağmen, süspansiyon gayet temiz ve iyi çalışıyor, konforla kıvraklık arasında başarılı bir denge sunuyordu. Test konuğumuz Golf’ün 25 bin 565 Euro’luk Almanya fiyatıysa karşılaştırmanın en düşük rakamıydı. 1.0 lt’ lik motor henüz ülkemize ithal edilmiyor. Golf’ün Türkiye pazarındaki giriş versiyonu ise 110 HP gücündeki 1.2 TSI Bluemotion, başlangıç fiyatıysa 61.100 TL yani diğer iki Alman rakibinin başlangıç fiyatlarından çok daha uygun.
Sonuç:
Golf, bir kez daha kazandı hem de açık ara bir farkla. Örneğin karşılaştırmanın açık ara en geniş iç mekanına ve gayet başarılı bir (3 silindirli) motora sahip. Geçirdikleri makyaja rağmen BMW ve Mercedes, Golf’e yaklaşamıyor. 1 Serisi atak sürüş özellikleri sunsa da motoru yorgun bir etki bırakıyor. Detayları iyileştiren A Serisi ise, ana zayıflıklarından kurtulamamış.
Kaynak: AutoShow