Türkiye otomobil pazarında ticari modeller önemli bir yer tutarken, binek otomobillerde olduğu gibi bu sınıfta da bazı üreticiler ve modelleri, statü göstergesi ve prestij unsuru olarak ön plana çıkıyor. Tıpkı Merce-des-Benz Vito gibi.
Alman üreticinin ilk nesli 1996 yılında satışa sunulan orta boy minibüsü, 2003 yılında tamamen yenilenerek ikinci nesliyle yollara çıktı. 2009 yılı içinde yeni donanım ve detay iyileştirmelerini içeren küçük çaplı bir makyaja uğrayan araç, Türkiye pazarında hepsi 2.2 İt hacminde ve 95 HP, 116 HP, 150 HP güçlerinde 3 motor ve 4 karoser tipiyle satılıyor Ticari yıldız, sayfalarımıza sürücü dahil 9 kişilik bir iç mekana sahip olan 150 HP’lik, 115 CDI Minibüs versiyonuyla konuk oluyor.
Çamurluklara doğru kıvrılan badem formlu farları, Mercedes yıldızına ev sahipliği yapan ön ızgarası ve pek çok rakibinden daha eğimli tasarlanan burun yapısıyla sınıfının en çekici ve dinamik ön görünümlerinden birini sunan Vito, tavandan tampona kadar uzanan stoplarıyla da özgün ve göze hoş gelen bir arka tasarıma sahip. Mercedes-Benz’in binek otomobillerinden tanıdığımız detaylarla süslenen kokpit, gerek görünümü gerekse kalitesiyle bu sınıfın en kalitelileri arasında yer alıyor. Makyajla birlikte değişen gösterge tablosunda artık daha modern bir tasarım göze çarparken, direksiyonun solundaki silecek kolu ve ayakla devreye sokulan park freni gibi Mercedes-Benz geleneklerinde herhangi bir değişiklik yapılmamış.
Ön bölümde, rahat koltuklar, yüksek oturma pozisyonu ve başarılı kokpit bir araya gelince sürücü ve yolcunun kendilerini bir SUV’da hissetmeleri bile mümkünken, arka bölümdeki 7 kişilik 3 sıra koltuklar bir minibüste olduğumuzu hatırlatıyor. Her yolcu için 3 noktalı emniyet kemerleri sunmasıyla takdirimizi kazanan Vito’da ayrıca yolcu bölümü için bağımsız bir klima sistemi de unutulmamış. Sistem en önemli; daha doğrusu tek dezavantajı, en arkadaki koltuk sırasında yolculuk edenler için hava kanallarına sahip olmaması. Bu olumsuzluğu gidermek için en arkada kelebek camı kullanılmış. Genel anlamda her koltuk sırasında başarılı bir genişlik sunan araçta, zemindeki raylar sayesinde, koltukları hareket ettirmek ve daha fazla diz mesafesi elde etmek mümkün. Ancak koltukların yüksek ağırlığı ve karmaşık kilit mekanizması ne yazık ki bu işlemi bir kişinin tek başına yapmasını neredeyse olanaksız kılıyor.
Kaputun altında görev yapan 150 HP gücündeki partikül filtreli dizel motor, boş ağırlığı 2 ton sınırında olan ve uzunluğu 5.200 mm yi aşan ağır siklet Vito’ya, gerekenden fazla bile denebilecek bir performans kazandırıyor. On konsola entegre vites koluna ulaşmak problemsizken, 6 ileri manuel şanzımanın vites geçişleri için rakiplerinden daha kemikli ve daha fazla güç gerektiriyor demek mümkün. Standart donanımdaki ESP ve ASR sistemleri arkadan itişli aracın yeterince dengeli ve güvenli yol almasını sağlasalar da, özellikle virajlarda aracın uzun yapısını akıldan çıkartmamak gerekiyor.
Kaynak: Otohaber