İlk kez yollara çıktığı 1994 yılında alüminyumdan üretilmesiyle otomobil tarihine geçen ve bu özelliğini sonraki iki nesilde de sürdüren Audi A8 dördüncü neslinde artık saf alüminyum bir otomobil değil.
Çelik, magnezyum, alüminyum ve karbon gibi malzemeler farklı noktalarda farklı biçimlerde kullanılıyor. Ne yani, A8 artık kendine has bir özelliğe sahip değil mi? Tam tersine! Audi’nin yeni amiral gemisi üçüncü seviye otonom sürüş altyapısına sahip. Bunun anlamı şu: Kanunlar izin verdiğinde A8 otoyolda 60 km/s hıza kadar konvoy sürüşünü kendi başına gerçekleştirebilecek.
Yeni nesil kokpit yerleşimiyle Audi’nin yarınını yansıtan yeni A8’de işçilik ve malzeme kalitesi kusursuz tanımını hak edecek kadar yüksek. Ancak şunu da belirtelim ki, fonksiyonellik neredeyse her noktada tasarımın önünde tutulmuş. Bu açıdan bakıldığında sanki kalbe daha fazla hitap detaylar da kullanılabilirmiş.
zFAS olarak kısaltılan merkezi sürücü asistan kontrol cihazı otomobilin kumanda merkezi olarak görev yapıyor. 40’ı aşkın asistan sistemin sunulduğu otomobilde çok gelişmiş bir sesli komut sistemi de var. Şimdilik Almanca ve İngilizce gibi dillerin kullanılabildiği sistemi sürücünün kurduğu cümlelerin tam olarak anlayıp gerekli yanıtları verebiliyor. A8 bir anlamda sürücüsüyle sohbet edebiliyor.
Audi A8 50 TDI Motor Performansı
İlk etapta 3,0 lt’lik benzinli ve dizel V6 motorlarla yolan çıkan yeni Audi A8’de her iki alternatifi de kullandık. 286 HP gücündeki dizel ünite 50 TDI kısaltması altında satılıyor ve boş ağırlığı iki ton sınırındaki lüks sedanla başa çıkma konusunda hiç zorlanmıyor.
Arka planda kalan motor sesi konforu arttırırken yüksek torka sahip olma lüksü hızlanmalarda kendini belli ediyor. 55 TFSI kısaltmasıyla satılan benzinli versiyon ise 340 HP’lik gücüyle A8’in canlılığına daha fazla uyum gösteriyor. Bu canlılıkta aktif arka aks yönlendirmesi önemli bir rol oynarken adaptif amortisörlere sahip olan havalı süspansiyon sistemi sürüş konforunu destekliyor.
Bu yıl içerisinde sunulacak olan “AI Aktif Yürüyen Aksam” yol yüzeyindeki pürüzleri otomatik olarak algılayıp her tekerleğe bağımsız elektromekanik müdahalelerde bulunabilecek.
Sonuç: Audi’nin yeni amiral gemisi gerçek bir teknoloj üssü haline gelmiş. Güvenlik, konfor ve otonom sürüş konularında yeni ufuklar açmaya aday otomobilin kokpitindeki gelişmiş kontrol sistemine alışmak da zaman almıyor. 3,0 lt’lik TDI motor, yumuşak çalışma karakteri, gücü ve verimliliğiyle etkileyici.
Otohaber